“Kalabalıkların olmadığı yerde kim olduğumuz, bir insan olarak ne ifade ettiğimizdir önemli olan.”
Gökhan Özcan’ın “İnsanın tenhası” başlıklı yazısının (Yeni Şafak, 30.07.2018) birkaç yerinden alıntılar: İlki, başlıkta.
“(…) Bir değerimiz olacaksa, bize bu değeri kalabalıkların biçeceğine inanıyoruz. (…) Herkesin kendi tezgahını kurduğu bir semt pazarı gibi sosyal hayatımız. (…) Aslında fazlasıyla tuhafız; herkesin aynı anda önemli olmaya çalıştığı bir yerde hiç kimsenin önemli olma şansı bulamayacağını düşünemiyoruz. (…) Başkalarının hayranlığını, ilgisini, takdirini kazanmak için yaptıklarımız değil; kendi insanlığımızı inşa ve ihya etmek için yaptıklarımızdır bizi bize kazandıracak olan. (…) “Bir pencere yeter bana bir tek pencere/ Bilince ve bakışa ve suskunluğa/ İşte öylesine boy atmış ki ceviz fidanı/ Anlatabilir artık genç yapraklarına tüm bir duvarı” diye bir ‘Pencere’ açmış Füruğ Ferruhzad, derin duygularından, inanç ve umudundan, berrak şiirinden. (…) Tenhada kendi sesini işitir insan. Kendi insanlığının sesini… (…) “Sen bu koca kalabalığın içinde” dedi meczup, “bakınca kendini görebiliyor musun?”
https://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhanozcan/insanin-tenhasi-2046666
No Comments