Kur’ân-ı Kerîm’den Türkçe anlamlarıyla on âyet
* Zanneder ki, malı kendisini ebedî yaşatacaktır. (El-Hümeze Sûresi, 104/3)
* Muhakkak insan Rabbine karşı pek nankördür. (El- Âdiyât Sûresi, 100/6)
* Cehenneme yuvarlandığı vakit, onu malı kurtaramaz. (El-Leyl Sûresi, 92/11)
* Artık o gün, Allah’ın azabı gibi hiçbir kimse azap edemez. (Ei-Fecr Sûresi, 89/25)
* Muhakkak o Kur’ân, şerefli bir elçinin (Cebrâil’in) getirdiği kelâmdır. (Abese Sûresi, 81/19)
* Dikkat et! Onlar Rablerine kavuşmaktan şüphe içindedirler. Dikkat et! O (Allah), her şeyi ilmiyle, kudretiyle kuşatmıştır. (Fussilet Sûresi, 41/54)
* Onlara hiçbir peygamber gelmiyordu ki, kendisiyle alay eder olmasınlar. (Hicr Sûresi, 15/11)
* Görmediler mi ki, biz onlardan önce nice kuşaklar helâk etmişiz. Hiçbiri dönüp onlara gelmiyor. (Yâsin Sûresi, 36/31)
* De ki: “Sizin miadınız öyle bir gündür ki, ondan ne bir an geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz”. (Sebe’ Sûresi, 34/30)
* Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sözü doğru söyleyin. (El-Ahzab Sûresi, 33/70)
Kaynak eser: Kur’ân-ı Kerim ve İzahlı Meali (Türkçe Anlamı), Ahmed Davudoğlu, Çelik Yayınevi, Meâli Baskıya Hazırlayanlar: Mehmed Emre, Mahmud Bayram, Ali İhsan Yurt, Mehmed Talo, Celâlettin Bilginer, Şevket Gürel, Hâmid Aytaç.
No Comments