Merhum Fethi Gemuhluoğlu: kendisinden ve kendisi hakkında sözler

 

Kendisini iyi ki yaşarken sadece hakkında anlatılanlardan da olsa tanımışım. Bizzat görüşmek üzere Türk Petrol Vakfı Genel Sekreteri olarak görev yaptığı yere uğramama rağmen görmek ve görüşmek kısmet olmamıştı. 1977 yılının böyle bir ekim ayında vefat ettiğinde üstad Nuri Pakdil ağabeyle evine tâziyeye gittiğimizi hatırlıyorum. 55 yıllık kısa ömrüne, çok konuşmamasına-çok yazmamasına rağmen edebiyat, fikir, sanat ve ilim alanlarında çalışmalar yapan insanların ilgi ve saygı duydukları, bir bilge- ârif olarak gördükleri mümtaz bir insandı. Allah rahmet ve mağfiret eylesin.

Kendisinden birkaç söz naklettikten sonra, birkaç söz de hakkında söylenenlerden aktaracağım.

Bütün dostluklar söylenmelidir. Ama fikre dost olmak, İslâm’da tenkidi mümkün kılmıyor. Tenkid İslâm’da yok. (…) İslâm tebliğ üzeredir. (…) “Dünya bir cenâbetin elinden bir cenâbetin eline geçen hamam tasıdır” dense bile, dünya yaşanmaya değer.
(…) Batı adamınındır bunalım.(…) Mü’min kişi, yerinmenin ve sevinmenin ötesindedir. Mü’min kişi yerinmez ve sevinmez, çünkü gerçekçidir. Sarîh Kur’ân-ı Kerîm, Kur’ân-ı Mecîd, Kelâm-ı Hakîkî. Mü’min kişi zan üzere değildir. Zannın büyüğünden de küçüğünden de sakınmıştır. (…) Hani ilk defa Kelime-i Şehadet getiriyor gibi getirmedikçe, Kelime-i Şehadet olmaz. (…) Yani aşk diyorum. (…)Bunalıma gelince, biraz önceki sözümü itmâm edeyim. Batı adamının bunalımı çok tabiîdir, muallâktadır. (…) Ve bizim hüznümüz Allah’adır. (…) (Dostluk üzerine yaptığı konuşmadan)

Osmanlı iktisat tarihçisi Mehmet Genç’in bir sözü:
“Şimdi sadece düşene yardım ediyoruz… Fethi Gemuhluoğlu, Osmanlı’dan sonra, kabiliyetli insanları daha da yükseltmek için çalışan tek kişiydi.”

Şair İsmet Özel’in sözleri:
“Kendi kuşağı içinde en sağlam çizgiyi aktarabilenlerdendir. Nefis putuna karşı amansız bir mücadele verip, bu savaştan galip çıkan biridir. Kişiliğinin bu yönü beni sarmış, beni ona bağlamıştı. Ufku tavsiyelerine uygun davranmamı gerektirecek genişlikteydi. Günlük fıkra yazmam konusundaki kırgınlığını giderecek fırsat ortaya çıkmadan göçtü. Eyvah, ama yine de onun hoşnut olacağını umduğum biçimde yürüteceğim işlerimi, Allah’ın yardımıyla. Hasan Sacit’i görmüş olmaktan duyduğu huzur, bana bir armağan olarak kaldı.”

Üstad Nuri Pakdil’in bir sözü:
“İnsanın elinden tutuyor, âdeta çağa çıkartarak yürüyüşe alıştırıyordu. İnsan; arttığını, çoğaldığını duyumsuyordu O’nun yanında.”
.
Şair Cahit Zarifoğlu’nun bir sözü:
“Tek başına âdeta bir okuldu.”

Psikiyatri hocası Kemal Sayar:
“O kadar çok yürekte, o kadar çok insanda bir deprem husule getirmiş, o kadar çok insandaki gizli hazineyi açığa çıkarmıştı ki işte onun sarstığı onun ulaştığı onun bir tas su taşıdığı insanlarla biz de görüştük. Onlardan yararlanmaya gayret ettik.”

Yazar Sadık Yalsızuçanlar:
“Modern çağa damgasını vurmuş bir Halveti bilgesiydi.”

Sadettin Ökten hoca:
“Fethi ağabeyin kanaati oydu ki İslam dünyası kendisinde var olan büyük enerji ile, değerler sistemi ile mutlaka günün birinde vaktin bir saatinde bir şafak gibi doğacak ve kendi biçimlerini önce kendisi yaşayacak sonra bütün insanlığın hizmetine sunacak.”

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked