Merhum İhsan Ketin şahsiyetli, dürüst, nitelikli bir jeoloji hocası idi
1971 yılı Ocak ayının 11. günü Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi’nde bu fakültenin bölümlerine asistan alınması amacıyla sınav yapılıyordu. Ben de İstanbul’dan ‘Doğu Ekspresi’yle 40 saatlik bir yolculukla Jeoloji bölümüne alınacak bir asistan için adaylardan biri olarak Erzurum’a gelmiş bulunuyordum.
İki sınava girecektik: bilim ve yabancı dil sınavlarına. Bilim sınavını yapacak hoca İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Profesörü İhsan Ketin’di. Hem diğer jeoloji hocalarına göre biraz daha yaşlı hem de yayınlanmış kitapları, makaleleri olan saygın ve meşhur bir hocaydı. Ben İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeoloji Bölümü’nden yeni mezun olmuştum. 11 aday vardı sınava giren. Doğrusu, benim hocalarımdan biri olmadığı ve kendisinin İTÜ’den başka Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde de derslere girdiğini bildiğim için, sınava girenler arasında her iki üniversiteden mezun adaylar bulunduğundan sınavı kazanma ümidim yoktu. Hoca, sınav sırasında kağıdın o yapıştırdığımız üst sağ taraftaki bölümüne adreslerimizi de yazmamızı söylemişti.
Sınavım iyi geçti ama dediğim gibi ümidim yoktu. Yabancı dil sınavımda başarılı olacağımdan ise emindim.
Tabii yine 40 saat kadar süren bir yolculukla İstanbul’a döndüm. Evimizin kapısı açıldığında babam ve annem birlikte kapıdalardı ve bana “gözün aydın!” dediler. Şaşırdım, ne için böyle diyorlardı? Sınav için olamaz, diye düşündüm. Ama onlar hemen “İhsan Ketin’den sana mektup var, o şekilde öğrendik” dediler. (Aklıma hocanın sınav kağıdına adresimizi yazmamızı istemesi ve kendisinin Erzurum’a uçakla gidişi-dönüşü geldi.) Hemen okudum Hocanın mektubunu. “En iyi kağıt seninki idi, seni kazandırdım” diyor ve tanışmadığımızı, tanışmak istediğini, şu gün şu saatte Maçka Maden Fakültesi’ndeki odasında beni beklediğini ifade ediyordu. Çok sevindim tabii. İlk kez bir jeoloji hocasıyla baş başa görüşecektim. Hem de adını daha önce duyduğum ama kendisini sadece söz konusu sınav sırasında gördüğüm ünlü bir hocayla. Tabii kendi üniversitesinden ve derse girdiği KTÜ’den bir öğrencisini değil de başka bir üniversiteden bir öğrenciyi kazandırması, sadece sorularını en iyi cevaplayanı seçmesi, yani dürüstlüğü en fazla etkilemişti beni; böyle bir hocayla tanışma ve görüşme imkânı heyecan veriyordu bana.
Tanıştık ve görüştük. Bana bir kitabını imzalayarak verdi. Yurt dışı sınavlarına da girmemi tavsiye etti ve istersem doktora yaptırabileceğini söyledi.
Kendisiyle ondan sonra sadece mesleğimizle ilgili sempozyumlarda, kongrelerde karşılaştık, hep saygı duydum kendisine, tebliğlerini dikkatle izledim. Yazdıklarını hep okumaya gayret ettim. Bir süre Erzurum’da Üniversite’de çalıştıktan sonra Ankara’da M.T.A. Genel Müdürlüğü Temel Araştırmalar Dairesi’nde ve sonra yine aynı kurum bünyesinde yeni bir düzenlemeyle oluşturulan Jeoloji Etüdleri Dairesi’nde çalıştım. Karda kışta bile gelirdi İhsan Ketin Hoca İstanbul’dan Ankara’ya sempozyumlar, kongreler için ileri yaşına rağmen. Jeoloji camiasında, özellikle hocalar arasında en saygı duyduğum kişi idi. (Jeologlar arasında da Esen Arpat beni en ziyade etkilemişti. Sağlık ve esenlik dilerim kendisine.) Allah İhsan Ketin Hocaya rahmet eylesin.
Mesleğinde, işinde yetkin(ehil), dürüst insanlara elbette saygı duyulur. O öyle biriydi. Erzurum’daki o 11 Ocak 1971 ve sonrası bahsettiğim İstanbul günlerini hatırladım İstanbul’un bu karlı Ocak ayının 7. günü.
No Comments