“Muallimlikte Kırk Yıl “Vazifemiz Karakter Yapmak, Sahsiyet Yaratmaktır”
İsmail Kara‘nın “BİR AHLÂK DAVASI NURETTİN TOPÇU Cumhuriyetin 100. Yılına Armağan” kitabının (TÜRK KÜLTÜRÜNE HİZMET VAKFI YAYINLARI, 1.Baskı, Mayıs 2023) I.Bölüm’ünün, bu yazının başlığını teşkil eden 4. kısmından yapacağım bazı alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.
“Bize bir insan mektebi lâzım. Bir mektep ki bizi kendi ruhumuza kavuştursun; her hareketimizin ahlâkî değeri olduğunu tanıtsın; hayaya hayran gönüller, insanlığı seven temiz yürekler yetiştirsin; her ferdimizi milletimizin tarihi içinde aratsın; vicdanlarımıza her an Allah’ın huzurunda yaşamayı öğretsin. (…)” (s.81)
“Maurice Blondel, doktora tezi kabul edildikten sonra memlekete dönüş hazırlıklarına başlayan Nurettin Topçu şerefine evinde bir davet düzenliyor. Davette Paris Üniversitesi’nin bazı profesörleri (belki jüri üyeleri) de bulunuyor. Yemekte çeşitli felsefe meseleleri hakkında sohbet ediyorlar.
M. Blondel, sohbetin sonunda Topçu’ya, ‘Paris Üniversitesi rektörü ile görüştüğünü, seni üniversitenin felsefe bölümüne tayin etmekten memnun olacaklarını söyledi; ne düşünüyorsun’ diyor. Topçu ‘Teveccühünüze teşekkür ederim, vatanıma döneceğim, devletime ve milletime hizmet edeceğim’ diye cevap veriyor. M.Blondel, ‘Senin ne cevap vereceğini biliyordum; ancak bu teklifi yapmak liseden itibaren (fahrî) hocan olan benim için bir görevdi’ diyor ve devam ediyor: Ancak sunu hiçbir zaman unutma ve ümitsizliğe kapılma. Doğu’da en az bir asır daha felsefe yapılamaz.”
Topçu’yu Avrupa’da kalmaya ikna etmeğe çalışanlardan biri de Paul Molla’dır. O da Türkiye’de uzun yıllar daha Felsefe ve ilim yapılamayacağı kanaatındadır. Ayakta birkaç saat süren son görüşmelerinde de ikna edemeyince Topçu’ya sormuş, “peki oraya gidip ne yapacak kimlerle çalışacaksın?” Muhatabından “hiç kimseyi bulamazsam din adamlarıyla, hocalarla çalışırım” cevabını alınca daha meyus (daha ümitsiz) bir şekilde ve olmaz manâsına başını öteye beriye çevirmiş… Paul Molla’nın aynı görüşmede “siz Türkiye’de inkılap yapmak istiyorsunuz ama hocalar varken bir şey yapamazsınız” dediği rivayeti de vardır. (…). Muallimliğe tayin tarihinden anlaşıldığına göre Nurettin Topçu İstanbul’a döner dönmez Ankara’ya bilgi verir veya bizzat gider ve kısa bir zaman içinde Galatasaray Lises Felsefe öğretmeni (filozofi stajyeri) olarak atanır, ardından ders yılı başı olduğu için hemen göreve başlar ve ictimaiyat (sosyoloji) dersi okutur. (Özlük dosyasında işe başlama tarihi 29. IX.1934 olarak kaydedilmiştir, bu tarih Paris’te tezini savunmasından yaklaşık iki ay sonrasına tekabül etmektedir., kademe maaşı 25 liradır) .
Ömrünün sonuna kadar sürecek muallimlik günleri böylece başlamış olur. Ciddiyetle, zevkle ve heyecanla… Hareket‘in ilk sayılarında yazdığı yazılardan biri de “Muallim” başlığını taşır. Mesleğini erken tarihlerden itibaren aynı zamanda üzerine yazılar yazacağı, konuşmalar yapacağı bir çalışma alanı olarak belirlemiştir. (Türkiye’nin Maarif Davası kitabına dönüşecek yazıların yazıların hikâyesi böyle başlıyor). Bu ilk yazıda Fransa’daki müşahedelerinden ve tecrübelerinden bahsettiği gibi akademik kariyer yapmış muallimlerin köy mekteplerinde hocalık yapmasının önemine ve gerekliliğine de işaret etmektedir:
“(…) XX. asır insanlığının içinde bunaldığı büyük ruhî buhrandan Fransız çocuğunu kurtaracak idealcinin muallim olduğunu yedi sene evvel (1932’de) Sorbonne kürsüsünde dersini verirken ölen fikir şehidi, asrın tarihçisi Mathiez söyledi. (…) Ruhumuzun sanatkârı, hayatımızın nâzımı olan muallimin aramızdaki yerinin yüksekliğini, vazifesinin geniş ruhî mesuliyetinin pek ağır olduğunu maalesef gençlere değil, bugün muallimlere hatırlatmak lüzumunu duyuyoruz. Böyle bir sınıfın, ancak ideal birliği ve mesuliyet iştiraki tanıyan bir sınıf halinde kurulmamış olduğunu söylerken, muallimin sahip olacağı büyük rolün önemini, bütün hayatını Anadolu köylüsünün fazilet ve saadetine hasretmiş, mütevazı yaşayan büyük ruhlu bir nahiye müdürünün şu sözlerini düşünerek tasavvur ediyorum: ‘Üniversite profesörleriniz köy çocuğunu okutmaya başladıkları zaman memleket kurtulacaktır.’ “
No Comments