Osmanlı iktisat tarihçisi Mehmet Genç’e göre Osmanlı tarihi ile uğraşanları uğraştıran birinci problematik
Değerli Osmanlı iktisat tarihçisi Mehmet Genç‘in “Osmanlı İmparatorluğunda Devlet Ve Ekonomi” kitabının (Ötüken, 4. Basım: 2005) başlarından bir bölümü alıntılayacağım.
“(…) Nüfus artışı, kıta-içi kolonizasyon, Rönesans, Reform, denizaşırı hareketlenme ve büyük coğrafî keşiflerle kendi kabuğunu çatlatarak dünyaya hâkim olma yoluna koyulmuş Avrupa, Hristiyan Avrupa, kendi ana kıtasında, rakip dinin bayrağı ile gelip yerleşen Asyalı bir soyun hâkimiyetini tanımak zorunda kalmıştır. Buna engel olmak ve Türkleri kıtadan kovmak için Avrupa’da icraya konulan projeleri, ittifakları, seferleri, yayınları ve faaliyetleri burada saymaya ne gerek, ne de imkân var. Daha başlangıçtan beri kaynaklarla alakalı denge kesin olarak Avrupa’nın lehinde idi: Nüfus, üretim hacmi, sermaye stoku, teknoloji ve enerji kapasitesi bakımından Avrupa, Osmanlı’nın asgarî 4-5 katı büyüklükleri kontrol ediyordu ve buna rağmen Osmanlı Türkiyesi, kıta içinde yüzyıllar süren bir genişlemeyi sürdürebilmiş ve yaklaşık bir milyon km2’lik bir bölümünü, yani kıtanın % 10’unu kontrolü altına almayı başarmıştı. Bu, inanılması ve anlaşılması zor başarıya nasıl ulaştılar? Osmanlı tarihi ile uğraşanları uğraştıran birinci problematik budur, ve henüz bütün unsurları ile analiz edilebilmiş değildir. Bu genişlemeyi tek kelime ile mucizevî diye nitelemek gerekir.” (a.g.e., s. 38-39)
No Comments