Mevlânâ’nın Mesnevî Hikâyeleri’nden alıntılar
Mevlânâ Celâleddin Rûmî’nin bu eserinin (Hazırlayan: Şefik Can; Ötüken / Tasavvuf) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.
“Ey en az bahşişi cihan mülkü, cihan hükümdarlığı olan Allah’ım! Ben ne söyleyeyim? Zaten Sen kalblerdeki bütün gizli istekleri bilirsin.”
“Ey seçilmiş, beğenilmiş, Allah’tan razı olmuş ve Allah’ın rızasını kazanmış büyük insan, hoş geldin. Sen kaybolursan, başımıza kazâlar, belâlar yağar, pek geniş olan feza daralır, bizi sıkar, bunaltır.”
“Hekim hastanın yüzünü, benzini görüp nabzını saydı. İdrarını muayene etti. Hastalığın alâmetlerini, sebeplerini dinledi.”
“Bir kimsenin ayağına diken batınca, ayağını dizinin üstüne kor.”
“Ayağa batan diken böyle güç bulunursa, gönüle batan diken nasıl bulunur? Cevabını sen ver.”
“Fakat Semerkand adı geçince nabzın atışı arttı. Yüzü kızardı. Sarardı. Çünkü o Semerkand’lı bir kuyumcudan ayrı düşmüştü.”
“Şunu iyi bil ki, eğer gönlün sırlarına mezar olursa muradın çabucak hasıl olur.”
“Hz. Peygamber buyurmuştur ki, ‘Her kim sırrını gizlerse muradına çabuk erişir.”