Gündemi işgal etmekte olan konuya dair “devlet aklı” üzerinde duran bir yazıdan…

 

“(…) Asıl durum değerlendirmesi yapması gereken de bu ülkenin geleceği, içinden geçtiği süreç nedeniyle her kesimden insanımızı ilgilendirdiği için devlet denilen mekanizmadır. Olup bitenlerden devlet aklı dediğimiz müphem varlığın nerede, ne şekilde tezahür ettiğini merak edenler, ister istemez eğer varsa tüm bunlar neden yaşandı sorusunu sormakta haksız değiller.

Gökhan Özcan’ın “Tiyatronun tiyatrosu” başlıklı yazısından…

 

“Algıları tarihin ve coğrafyanın eski bir kesişim noktasında takılıp kalmış, sonradan yaşanan hiçbir şeyi anlamak için de en ufak bir gayret göstermeyen küçücük bir azınlık var Türkiye’de. Bir ezber üzerinden yaşayıp gidiyor onlar. Hayata ilişkin her durumu da tabiatıyla bu ezber üzerinden hiç düşünmeden karara bağlıyorlar. (…) Onlar her daim ve tartışılmaz biçimde haklı, diğer herkes ise haklılığını her gün ispatla mükellef…

Gündemdeki konuya dair Ali Bayramoğlu’nun yazısından…

 

“(…) Hanefi Avcı dün bir Tv kanalında mealen şunları söylüyordu: “Yaşanan sadece bir askeri kalkışma değildi.
Askeri, sivil tüm kanatlarıyla Gülen cemaatinin hazırladığı ve uygulamaya koyduğu bir darbe girişimiydi, bu girişim devletin tüm kilit noktalarını nasıl kontrol ettiklerini gösteriyor.”

Lütfü Oflaz’ın bir yazısından…

 

“(…) Demokrasimizin kalıcı olması için, siyasi görüşü ne olursa olsun herkesin darbe karşıtlığında bir araya gelmesi ne kadar sevindirici değil mi?

Bu yeni ve ilginç darbe girişiminin arka planını düşünürken…

 

İster istemez aklıma Kafka, Ionesco gibi yazarlar geliyor. Kafka’nın romanlarını, Ionesco’nun oyunlarını okurken hissettiklerimi düşünüyorum bu kalkışma gecesinden bu yana.