Pazar günleri gazete yazılarını merakla beklediğim iki isim: Mahmud Erol Kılıç ve M. Şükrü Hanioğlu
Bu iki yazar her hafta sadece Pazar günü yazıyorlar ve ben başlıkta da belirttiğim gibi onların yazılarını merakla bekliyorum; tabii ki o gün o sıradışı iki yazıyı dikkatle ve heyecanla okuyorum. Yazılarda yansıyan ciddiyet ve titizlik bu iki yazarın her yazısı için sözkonusu.
Bu Pazar günü Mahmud Erol Kılıç’ın yazısının (Yeni Şafak, 12.02.2017) başlığı şöyle: “Davud el-Kayseri bizim neyimiz olur?”
Yazıyı tanıtmak için birkaç cümle alıntılamam yeterli olur sanıyorum.
“(…) Bu büyük âlim de bugünün Gelenek’ten kopuk hocalarının yakından tanıması gereken bir mühim zattır. (…)
Dâvûd Kayserî’nin Merâga matematik-astronomi okulunun üyelerinden ve Niksar’da ders veren İbn Sartak’ın bâzı geometrik şekillerin tasavvufî yorumlarını da yaptığı iki eserini istinsah ettiğini tespit eden İhsan Fazlıoğlu büyük bir imparatorluğun medrese geleneğinin baş mîmârı olacak bu âlimin ne kadar ilimler hiyerarşisine vakıf biri olduğunu da ortaya koymuş oldu.
İlimdeki şöhreti sadece Anadolu ile sınırlı kalmadı. Onun İran’a, Orta Asya’ya ve Hind’e kadar büyük bir alana uzanan tesiri daha çok Osmanlı İslam anlayışının kurucu babalarından olan ve “En Büyük Şeyh” lakabı ile meşhur Muhyiddin İbn Arabi’nin Fusûsu’l-Hikem adlı eserine yaptığı şerh ile olacaktır. (…)
Osmanlı’da onun çizgisi talebeleri Molla Fenârî ve Kutbeddin İznikî’den başlayıp ta 20. yüzyılın ortalarına kadar devam eder. (…)
Ne olduysa bundan sonra olur. Bizim yeni devre din adamlarımız başka kaynaklardan beslenmeye başlayınca bu gelenek kesilir. İrfan mı esas ilim mi esastır gibi suni tartışmalara giren zamanımız fukahası bu baş müderrisin, Ledünni İlim ve Hakiki Sevgi (çev. M. Bayrakdar, İst. 2009) eserine bir baksalardı orada bir Osmanlı müderrisinin ilimler anlayışını görürler beyhude teorilerle vakit geçirmezlerdi. (…)”
http://www.yenisafak.com/yazarlar/mahmuderolkilic/davud-el-kayseri-bizim-neyimiz-olur-2036133
M.Şükrü Hanioğlu’nun “Popülizmin demokrasiyle savaşı” başlıklı, yine sıradışı olduğu besbelli yazısının (Sabah, 12.02.2017) birkaç yerinden birkaç alıntı sunmam bu yazının öneminin anlaşılmasına yetecektir.
“(…) Bu açıdan değerlendirildiğinde Trump’ın iktidarı popülizmin küresel yükselişi açısından önemli bir dönüm noktasını temsil etmektedir.
“Buna karşılık Trump’ın zaferi popülizmin İkinci Dünya Savaşı sonrasında ilk kez gelişmiş bir demokraside iktidara gelişini de temsil etmektedir. (…)
Ancak popülizm, gelişmiş demokrasilerde “yerleşik nizâm,” “çok kültürlülük,” ve başta Müslümanlar olmak üzere göçmen ve yabancı düşmanlığı temelinde siyaset üreterek zemin kazanmasına karşılık muhalefette kalmış ya da merkez partileri ve Brexit örneğinde görüldüğü gibi hayatî referandayı etkilemekle yetinmiştir. (…)
Amerikan ana akım muhafazakârlığının değerlerini benimsemeyen buna karşılık radikal sağın yabancı düşmanlığı, İslâmofobi, çok kültürlülük karşıtlığı ve özgürlükleri marjinal gruplara verilen tavizler olarak gören yaklaşımlarını siyasallaştıran Trump, bunları popülist bir söyleme dönüştürmüştür. Trump’ın başarısı kendi başına iktidar olamayacak bu sağ popülizmi yaygın orta sınıf “kurulu düzen hoşnutsuzluğu” ile bağdaştırmasında yatmaktadır. (…)
(…)
Bu durumda Trump’ın önünde iki seçenek belirginleşmiştir.
Birincisi popülist siyaseti “iyiler-kötüler mücadelesi” zemininde ve kararnameler ile liderlerarası pazarlıklarla sürdürmeye çalışmak, ikincisi ise bunu terk ederek ana akım muhafazakârlıkla radikal sağ arasında yeni bir bağdaştırma yaratmaya yönelmektir.
(…) Hukuk sistemi ile çatışan, “sözde hâkim” benzeri ifadeler kullanan bir başkanın ABD’de iktidar olabilmesi mümkün değildir.
(…)
Trump popülizminin engellenmesi veyahut dönüşüme zorlanması şüphesiz sancılı bir süreç yaşanmasına neden olacaktır. Ancak bu deneyimin ileri demokrasiler açısından bir “popülist parantez” olarak tarihe geçeceği ve “popülizm”in ABD ile benzer toplumlarda neden uygulanamayacağını ortaya koyacağı açıktır.“
http://www.sabah.com.tr/yazarlar/hanioglu/2017/02/12/populizmin-demokrasiyle-savasi
No Comments