“Şeyler ve o şeyler hakkında fikirler edinmeden varlıktan konuşamayız. Öyle ki bir şeyin, velev ki o şey insan olsun, varlığını ispata yeltenmemiz bizi gülünç bir duruma düşürür.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında “ÖZÜN GEÇMİŞİ VAR MIDIR? (II)” başlığıyla çıkan 25 Safer 1444 (21 Eylül 2022) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=139&KatId=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (bunlardan ilki o yazının üçüncü paragrafının üçüncü ve dördüncü cümleleri olup başlığı teşkil etmektedir) oluşturacak bu yazıyı.

” Vara vara ‘Felsefe bir çılgınlıktır’ sonucuna vardı Martin Heidegger. Doğrusu bu sonuç Batı Felsefesine en büyük darbeyi indirmeği başaran adama yakışırdı. Modern felsefenin varlık sorununu göz ardı etmekle başladığını söylemek felsefenin yediği en büyük darbeydi. (…)
Her ne kadar Batı Felsefesi Whitehead’in ifadesiyle Platon’a düşülen notlardan ibaretse de tasnifleriyle hayat olarak bildiğimiz şeye can veren Aristoteles olmaksızın kalıplaşmış hayatımızın her santimetresine kadar sokulmuş bilim de kendine çeki düzen veremezdi. (…)


Söylediklerimin varacağı yer Batı dünyasının selâmeti hayrına edilen bütün sözlerin suya çektiğimiz çizgilerden ibaret olduğu yerdir. Batı Medeniyeti başlangıcından bu güne onu sarıp sarmalayan açıklamaktan çekindiği bütün kötülüklerin desteğiyle bir numarada kalmağı başardı? (…)
Şimdiye kadar ‘Ben Kant’ı okuyup anladım’ diyenlerin ulaştıkları sonuç şudur: ‘Rasyonalistlerin ve Ampiristlerin çabaları sonuç vermemiştir, çünkü bizim bilgi olarak adlandırdığımız şey gerçekte zihnimizin kapasitesinden ibarettir’. (…)

Eşya vardır, tavırlar ve davranışlar vardır. Hepsinin ayrı ayrı isimleri, sıfatları, halleri vardır. (başlığı teşkil eden iki cümlenin yeri burası)
Nitekim vakti gelince yani Türklerin tarih sahnesindeki yeri küçümsenince Batı Medeniyeti gülünçleşerek hız kazanmıştır. Modern felsefenin kurucusu olduğu farz edilen Descartes ‘cogito ergo sum’ dedi. Ne demekti bu? Varlık alanında yer kapladığı şüpheli kimseler her şeyden önce kendi varlıklarından emin olmak istiyorlardı. (…)
Altı ay devam edeceği farz edilen savaş insanlığa dört yıla mal oldu. Harbin sonu Batı Medeniyetinin de sonuydu; ama böyle bir son Batılıların ıslah oldukları anlamına gelmiyordu.

(…) İğfal edilenlerin ilki İtalyanlardır. İngilizler onları Anadolu’dan en büyük parçayı size vereceğiz diyerek kandırdılar. Her ne kadar uygulanmayan Sevr Anlaşmasında bu böyleyse de,  İtalyanlar kimden ne kertede kötülük gördüklerini fark ettikleri için tek kurşun atmadan Anadolu’dan çekildi. (…)

(…) Ne Bolşevikler, ne Faşistler, ne Naziler ellerinde devletin devlet olmak için eline geçirdiği güçten fazlasını bulunduruyordu. Nitekim Ruslar Bolşevik ideologi desteğiyle değil Çarlık sancaklarının gölgesinde Almanları yendi. İtalyanlar Birinci Cihan Harbi sırasında ve sonunda olduğu gibi her türden ve her çeşitten komplolara maruz kaldı. Almanların gördükleri hasar bir atom bombasından görülebilecek hasarı aratmazdı.

Kıssadan hisse: Beşer yığını içinde eriyip gitmektense dikkatimizi bizi insan kılan her şeye çevirmemiz gerekiyor. Dünya Sisteminden medet ummanın bizi her gün biraz daha köle kılacağını akıldan çıkarmadan yaşamamız gerekiyor. Daha çok tatmin, daha büyük mutluluk der iseniz her kademedeki suçu beraat ettirmiş olursunuz. İnsandan bütün beklediğimiz bir sağlam ve salim duruştur. (…)
Avrupa’nın gücünü hiçe sayan Müslümanların ne aristokrasisi, ne de Ruhbanı vardı. İslâm toplumunu çaresizliğe sürükleyenler Avrupalı görünmeği yükseklik zannedenlerdir. Bu tavır değişmediği için düşüş devam ediyor. “

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked