“Sıradan çirkinlik”
Gökhan Özcan‘ın 01.05.2017 tarihli yazısının (Yeni Şafak) başlığı böyle. Bu yazıdan ‘alınacak ders’ de desem, ‘öğrenilecek çok şey’ de desem fark etmez, var. Ama ders almaya, bir şeyler öğrenmeye kendilerini kapamış olanlar göremezler böylesi yazılardaki bilgeliği. Onların en başta bilgeliğe kapalı oldukları rahatlıkla söylenebilir. “Sıradan çirkinlik”, öylelerinin kendilerini, yapıp ettiklerini tanımlamak için en uygun temel özellikleridir.
Bu yazıdan alıntıladığım bazı cümleler:
“Sanmayalım ki çirkinlik ederek yürüdüğümüz yol alınmış bir mesafedir, aksine çirkinin hakikat davasında alabileceği bir adımlık bir mesafe dahi yoktur.”
“Çirkinliğe alışan bir cemiyet, geçmişteki nice misalle sabittir ki, ‘insan’dan, ‘insanlık’tan fersah fersah uzaklaşır da ‘güzellik’ten mahrum kaldığının farkına varmaz.”
“Başını yanlış istikamete dönmüşsen, ayaklarının seni doğru tarafa götürmesini boşa bekleme!”
“Çirkinde karar kılmayan için daima güzel bir ihtimal vardır.”
“Çirkinlikte istikrar kılanın tabiidir ki kendisi ile irtibatı önce zayıflayacak, sonra bir gün o irtibat tamamen kopup gidecektir.”
” ‘Bir insan, bir başkasının kalbini kıracak bir şey yaptığı zaman içinde en ufak bir sızı, bir rahatsızlık hissetmiyorsa’ dedi beyaz saçlı adam, ‘kalbi o insandan tamamen ümidi kesmiştir’ ”
“Niyazi Mısrî Hazretleri insanın hakikatini üç beş kelimeyle aşikâr kılmış: ‘Halk içre bir âyineyim herkes bakar bir an görür/ Her ne görür kendi yüzün ger yahşı ger yaman görür’ ”
“Ömrü boyunca sadece çirkine hiç meyletmediği için güzelliğin tarifi olmuş insanlar da var.”
No Comments