Belâ (evet) ehli Posts

“Siz umûr-ı dünyânızı benden daha iyi bilirsiniz” (Hz. Muhammed S.a.v.)

 

Peygamberimiz (S.a.v.) Efendimizin başlıktaki sözünü içeren ve o bağlamda aşağıda Fusûsu’l-Hikem Tercüme Ve Şerhi-I (Müellif: Muhyiddin İbn Arabî, Tercüme ve Şerh: Ahmed Avni Konuk, Hazırlayanlar: Prof. Dr. Mustafa Tahralı- Dr. Selçuk Eraydın, 7.Basım, 2017, M.Ü.İ.F. Vakfı Yayınları) adlı eserden (s.224-225) bir bölümü aktaracağım (Eseri yayına hazırlayan -ikincisi merhûm olan- kıymetli hocalarımız günümüz Türkçesine olabildiğince yakın bir dili amaçlamışlarsa da, daha kolay okunup anlaşılması için bazı kelimelerin karşılıklarını vereceğim veya öyle kelimeler yerine onların karşılığı olabilecek kelimelerle ifade yolunu tercih edeceğim.):

” ‘Ben şefâat bâbında veled-i Âdem’in seyyidiyim’ buyurmakla siyâdetini hâs hâl ile, yani şefâat kaydıyla, tayin ve takyîd eyledi; ‘Ben veled-i Âdem’in seyyidiyim’ demek sûretiyle siyâdetini ta’mîm etmedi, yani işlerin tümünde ve cüz’î ve küllî durumlarda siyâdetini beyân buyurmadı; dahası ‘Siz dünya işlerinizi benden daha iyi bilirsiniz’ anlamındaki (başlık yaptığım) sözünü beyân buyurdu. (şefâat:birinin suçundan geçilmesi veya dileğinin yerine gelmesi amacıyla edilen aracılık; bâb: kapı, konu, husus; veled-i Âdem: Âdem’in çocukları; siyâdet: efendilik; ta’mîm: genelleştirme; hâs hâl: özel durum; ta’yîn: belirli kılma; takyîd: kayıd ve şarta bağlama)