Buhârî Posts

“Ey Rabbimiz, bizden bu azâbı açıp kaldır. Çünkü biz îman edeceğiz”

 

“Ed-duhan” sûresinin 12. âyetini merhûm Balıkesirli Hasan Basri Çantay anlam olarak (meâlen) dilimize böyle çevirmiş (Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm, 3. Cild, Yedinci Baskı, Balıkesirli Hasan Basri Çantay, H. 1393 / M. 1973, Naşiri: Mürşid Çantay, Bayezid-İstanbul).
Hemen bunu izleyen (13.) âyetin meâli ise şöyle: “Onlar için düşünüp ibret almak nerede? Kendilerine (hakîkatleri) açıklayan bir peygamber geldiği halde.”

Bu sûrenin 9. ve 10. âyetlerinin meâllerini de, bağlamın anlaşılması bakımından aktarmam gerekiyor aynı kaynaktan:

“Hayır, onlar (tekrar dirilmekten) şüphe içindedirler. (Bununla) eğlenirler.”

“O halde semânın apâşikâr bir duman getireceği günü gözetle (Habîbim).”

Peygamberimizden (sallallâhu aleyhi ve sellem) hastaya dua…

 

İbn-i Abbas(r.a.) diyor ki: Resûlullah (s.a.v.), bir hastayı ziyarete gittiği zaman, onun yanıbaşına oturur ve yedi defa: “Büyük Arş’ın sahibi Yüce Allah’tan sana şifa vermesini niyaz ediyorum” derdi. Yine bir hastayı ziyarete gittiğinde, ona: “Bir şeyin yok! İnşallah bu hastalık sâyesinde günahlarından arınırsın” derdi. (Buhârî)