Dostoyevski Posts

Seçtiğim iki gazete yazısından alıntılar (başlıklar: “Üniversite ve değişim: Tanım ve hedef” ve “İrfansız ve hikmetsiz bir Sünniliğin vebali kime ait?”)

 

“(…) Örneğin, günümüzdeki aslî sorun “doçentlik yabancı dil sınavı taban puanı” ya da “öğretim üyelerinin doktora sonrasında taşıyacakları ünvân” değildir; ama gündemimizde bunun ötesine geçen bir “üniversite” tartışması yoktur.

Dua ve inanmak hakkında altı küsur yıl önceki bir yazıdan…

 

“İnançlı insan, inandığı için dua etmez, bilakis dua ettiği/edebildiği için inanır. Dahası dua ettikçe inanır.
Ne kadar dua ederse/edebilirse o kadar inanır.”
Dücane Cündioğlu, 3 Temmuz 2010 günü Yenişafak’ta çıkan “Duanın değil anadile, dile bile ihtiyacı yoktur!” başlıklı yazısına yukarıdaki bu cümlelerle başlamış ve Pascal’ın bir sözüne yer vermiş:
-“Agenouillez-vous, priez et vous croirez!”
Yani:
-“Diz çökün, dua edin: inanacaksınız!”