dua Posts

“Türkiye’de Müslümanlık”

 

Değerli hikâye ve deneme yazarı Mustafa Kutlu’nun bu günkü yazısının (Yeni Şafak, 29 Mart 2017) başlığı böyle.
“Günümüzde Türkiye’de yaşanan Müslümanlığın nasıl olduğuna ve bunun unsurlarına” dair seçkin entelektüellerimiz ve akademisyenlerimiz arasında bulunan İsmail Kara’nın “Cumhuriyet Türkiyesi’nde Bir Mesele Olarak İslâm 2, Dergâh Yayınları, Kasım 2016” eserinden alıntılar yaparak ve ardından birkaç cümle de kendisi ifade ederek önemli bir yazı ortaya çıkarmış. Bu yazının alıntılar bölümünden bir birkaç alıntıyı ben de aktarayım:

Dua ve inanmak hakkında altı küsur yıl önceki bir yazıdan…

 

“İnançlı insan, inandığı için dua etmez, bilakis dua ettiği/edebildiği için inanır. Dahası dua ettikçe inanır.
Ne kadar dua ederse/edebilirse o kadar inanır.”
Dücane Cündioğlu, 3 Temmuz 2010 günü Yenişafak’ta çıkan “Duanın değil anadile, dile bile ihtiyacı yoktur!” başlıklı yazısına yukarıdaki bu cümlelerle başlamış ve Pascal’ın bir sözüne yer vermiş:
-“Agenouillez-vous, priez et vous croirez!”
Yani:
-“Diz çökün, dua edin: inanacaksınız!”

Hadîs-i Şeriflerden…

 

Ahmed Ziyâüddin Gümüşhanevî (k.s.) hazretlerinin (d. Hicrî 1228 / Miladî 1813 – v. 1311 / 1893) derleyip telif eylediği (musannifi olduğu) ve Abdülaziz Bekkine (k.s.) (d. H.1313 / M. 1895 – v. 1952) hazretleri tarafından Türkçeye çevrilen Ramûz El-Ehâdis (Hadisler Deryası) adlı eserden (Gonca Yayınevi, Basım yılı:2014, Takım ISBN: 978-605-4816-11-8, 1.Cilt ISBN:978-605-4816-12-5) beş hadîs-i şerif alıntılayacağım. Hadislerin metinlerinden sonra ravilerin (rivayet edenlerin) isimleri verilmiştir.

Peygamberimizden (sallallâhu aleyhi ve sellem) hastaya dua…

 

İbn-i Abbas(r.a.) diyor ki: Resûlullah (s.a.v.), bir hastayı ziyarete gittiği zaman, onun yanıbaşına oturur ve yedi defa: “Büyük Arş’ın sahibi Yüce Allah’tan sana şifa vermesini niyaz ediyorum” derdi. Yine bir hastayı ziyarete gittiğinde, ona: “Bir şeyin yok! İnşallah bu hastalık sâyesinde günahlarından arınırsın” derdi. (Buhârî)

Bir dua

 

Ya Rabbi, müminler olarak dünyevî kaygılarımız yaşamımızda baskın olmasın. Sana kulluk etmekle, senin rızanı kazanmakla ilgili kaygımız baskın olsun. Bunun zor olduğunu biliyoruz ama Sen yardım edersen, merhamet edersen, irade buyurursan bu durum gerçekleşir. Sen istedikten sonra olmayacak var mıdır? Ne mümkün!