Zevk (manevî tecrübe) hakkında Fusûsu’l- Hikem’den kısa bir bölüm
“(…) Zevk(manevî tecrübe) üç mertebe üzerinedir: bilmek, görmek, olmak. Yani ilme’l-yakîn, ayne’l-yakîn ve hakka’l-yakîn. Ateşin yakması ilme’l-yakîn, ateşin bir şeyi yaktığını görmemiz ayne’l-yakîn, ateşin bedenimizi yakması hakka’l-yakîn. Hz. Üzeyr, Hakk’ın ölüleri dirilteceğini bilirdi; bu ilme’l-yakîndir. Fakat bu ilimle yetinmeyip ölünün ne sûretle dirildiğini görmek istedi; bu ayne’l-yakîndir. Fakat Hak Teâlâ hazretleri onun sualinin fiilen cevabını kendi nefsinde yerine getirmekle (bkz. Bakara, 2/259) ona hakka’l-yakîn zevkini verdi. Velhâsıl Hz. Üzeyr’in suâli kaderden idi. Ve ilm-i kader ona verilmedi; Kayıdlının mutlakı kuşatması mümkún değildir. Böylece Hak Teâlâ Hz. Üzeyr’in kayıdlı olan nefsinde ona ihyâ(diriltilme) keyfiyetini gösterdi.(…)” (Muhyiddin İbnu’l Arabî, Fusûsu’l-Hikem Tercüme ve Şerhi, Terc. ve Şerh: Ahmed Avni Konuk, Hazırlayanlar: Prof. Dr. Mustafa Tahralı, Dr. Selçuk Eraydın, MÜİFVY, 6.Baskı, 2017, c.III s. 99-100)
Not: Alıntılama kaynak eserden tıpa tıp yapılmamıştır. Anlam değişikliği olmamak üzere okuyanların daha kolay anlaması için günümüzden kelime karşılıkları verilerek bir aktarım yapılmıştır.