insanlığımız Posts

“Bu herkesi içine çeken bir felaket…”

 

Gökhan Özcan‘ın yazılarının izleyicisiyim. Gazete yazılarından okuduklarımın iyice azaldığı bu dönemde günde en fazla okuduğum yazı sayısı üç. Okumaya değer yazı kıtlığı olduğunu düşündüğüm bir dönemde elbette çok az sayıda olan izlediğim yazarlar daha bir kıymetli. Onlardan biri olarak Gökhan Özcan’ın “Dikkat, çökebilir!” başlıklı yazısı (Yeni Şafak, 11 Nisan 2019) baştan sona etkileyici, düşündürücü bir olumsuz gidişâta ‘söz’ ve ‘konuşmak’ konusunda dikkat çekiyor. Bu yazıdan alıntılar sunacağım. Başlık da o yazının başlarından bir cümle.

“(…) Sözün frenlerinin boşaldığı keder verici zamanlardayız. (…) Sözlerle ateşini harladığımız devasa bir yangın… Ağzımızdan çıkacak herhangi bir sözü durdurursak dünya eksik kalır sanıyoruz.
Konuşarak anlamı çoğaltmıyoruz oysa, anlamsızlığı büyütüyoruz. (…) Esasen kimsenin kimseyi dinlediği de yok. (…) Merhameti olmayan, şefkati olmayan, muhabbeti olmayan, hatta daha kötüsü hakikati olmayan sözlerin gün geçtikçe vahşîleşen kör dövüşü… (…) Ve ne kadar acıklı ki, doğru neyse bulunsun diye sürdürüyoruz neredeyse bu sözel itiş kakışı.
(…)
Artık birbirimizin sözlerinden öğrenebileceğimiz bir şey kaldı mı? Birbirimizin insanlığında dokunabileceğimiz bir yer var mı? Artık zihnimizde, kalbimizde, içimizde başka insanlara gerçekten yer var mı? Hepimiz dünyayı kendimizle doldurmaya çalışıyoruz çünkü. (…) Metruk bir ev gibi, çok uzun sürecek bir yıkılışı, çöküşü, devrilişi günbegün yaşıyor insanlığımız. İnsan yapısının böyle olduğunu, insanın bir anda çökmediğini, gün gün bir çöküntüyü ömür diye yaşayabildiğini hatırımızda tutmuyoruz. (…) Günlük yaşıyor, her söylenene, her olan bitene, her ortaya getirilmiş meseleye laf yetiştirmeye çalışıyoruz.

“Kelimelerin kıymetini bilmek, bilmemek, daha da ötede bilmezden gelmek”

 

İsmet Özel‘in, İstiklâl Marşı Derneği İnternet Sitesi’nde “Tersinden Edebiyat Tarihi” üst başlıklı yazı dizisinde çıkan en yeni yazısı 11 Ocak 2019 tarihli ve “Mukaddeme 14” başlıklı. Şâirin her hafta Cuma günü çıkan yazıları, okunmaya değer yazı bulmanın çok zor olduğu şimdilerde benim için önem taşıyor ve her yazısını üstünde dura dura okuyorum. İsmet Özel 1970’li yıllardan bu yana yazılarını izlediğim bir şâir. Bu yazısından bazı cümlelerini alıntılayacağım; böylece okuyanlar olursa onlara da yazıyı tanıtmış olacağım. Ayrıca bu yazıda dikkatimi çeken şâirin tesbit anlamındaki bazı deyişlerine de atıfta bulunacağım.

Yaşarken insanın yaratılışını muhafaza etmesi

 

Gazete yazılarını olsun titizlikle izlediğim bir yazar Gökhan Özcan. Feyz almak beklentisi ile okurum onun yazılarını. Çok az sayıda gazete yazarının takipçisi olduğumu söylersem, yazılarının indimde ne kadar değerli olduğu anlaşılır sanıyorum.
“Zevkler ve güdüler” başlıklı bu günkü yazısı dikkatle ve düşünerek okumayı gerektiriyor veya hak ediyor. Söz konusu yazıdan alıntılayacağım cümlelerin, yazarın ciddiyetini ve duyarlığını yansıtacağını düşünüyorum.