konfor Posts

“Bütün dünya tek bir sistemin sultası altındadır.”

 

Mustafa Kutlu‘nun “Yoldan çıkmanın yolu-1” başlıklı yazısından:

“Âmentü’ye inananlar için dünya hayatı ahıretteki akıbetimiz (hesap günü) düşünülerek tanzim edilir. Bu sebeple fert ve toplum olarak “Ahlâk Nizamı”na uygun bir hayatımız olmalıdır. Hâlihazırda dünyada bir “Ahlâk Nizamı” yok ise onu var kılmak hedefimizdir. Peki bu nasıl olacak?
(…)
Bütün dünya tek bir sistemin sultası altındadır. Bu sistem ahıretin varlığına inanmaz. Cenneti bu dünyada bulmak için kurgulanmıştır.
Bu düzenin adı “Kapitalizm”dir.
(…)
Sistemin kurucusu “Küresel Sermaye”dir. Kim olduğu, ne olduğu hakkında “efsaneler” söylenir. Koyduğu “kanun”ların hakimiyet ağı o derece geniştir ki; âdeta hangi taşı kaldırsanız altından o çıkar.
Paralar, bankalar, çarşılar, ulaşım-iletişim, silahlar, ordular, adı-sanı olan meşhur üniversiteler, laboratuvarlar, kütüphaneler, projeler, ar-ge’ler, araştırmalar, arşivler, kayıtlar, kongreler, dergiler, makaleler, ödüller-ünvanlar, deneyler, yer ve gök, hatta uzay ondan sorulur.
Hâşâ Tanrı’nın yerini almıştır ve “Kanun benim” der. (…)

Mustafa Kutlu’nun “Kalbin Sesi” kitabından ve bugünkü gazete yazısından alıntılar…

 

Mustafa Kutlu, güncel olarak kitaplarını ve yazılarını izlediğim nâdir yazarlar(ım)dan biri. Şu son yıllarda iyice azaldı yazılarını, kitaplarını merak ettiğim, okumaya can attığım yazarlar(ım). Onun için günümüzden izlemekte olduğum yazarlar nezdimde çok kıymetli. Daha çok okuduğum kitaplar 12.-13. ve izleyen yüzyıllarda telif edilmiş ve harf inkılâbından önce Türkçeye tercüme edilmiş, 1990’lı yıllarda da latinize olarak günümüz Türkçesiyle yayına hazırlanmış ve / veya yine o asırlara âit olan ve son 15-20 senedir doğrudan günümüz Türkçesine çevrilmekte olan eserlerdir.

Mustafa Kutlu’nun “Kalbin Sesi Bir Hicret Risalesi” adlı, Deneme türünde, Dergâh Yayınları’dan 2. Baskısı Haziran 2019’da çıkmış kitabının yedi yerinden alıntılar sunacağım.

“Hayatın manâsı Âmentü’ye inananlar için ne müphemdir, ne de muğlak. Yine de gün gelir hakikate giden yola barikatlar kurulur. Bu defa sorulan soru şudur: “Ne yapmalı?” Önce niyet edeceğiz, ardından kalbin sesine uyarak sonsuzluğa yöneleceğiz. Üç hakîmin hükmünde hata aranmaz: kalbin, kaderin, ölümün.” (“SUNUŞ” başlıklı bölümden, s.5)

“Hiçbir şey ‘boşuna’ yaratılmamıştır. Yaratıkların her birinin kendine göre bir kabiliyeti, özelliği bulunur, DNA ve genlere kadar. Şu an insanoğlunun bilebildiği her şeye kadar, ki bu ‘bilme ve seçme’ de yine Allah’ın takdiri iledir. Her saniye, her an bu böyledir. Sadece insan ne yaptığını-yapacağını bilir, Cenab-ı Hak ona ruh, nefis, kalb,irade ve akıl vermiştir. O eşref-i mahlukattır. Dünyaya gelişi bir imtihan sebebiyledir.” (s.12)