Varlık Mertebeleri hakkında bilgi
” Varlığın pekçok mertebesi olmakla beraber, genellikle beş veya yedi mertebe olarak anlatıldığını görüyoruz. (…) A. Avni Bey şerh esnâsında bu beş ve yedi mertebe hakkında zaman zaman topluca izahat vermektedir. Biz burada (Fusûsu’l-Hikem Tercüme Ve Şerhi-II ) yedili tasnifi esas alıp ayniyet ve gayriyet bakımından üzerinde duracağız.
- Ahadiyet / belirmesizlik mertebesi : Bu mertebe varlığın ‘ıtlâk‘ mertebesi olup, ‘varlık’ bu mertebede her türlü sıfat, isim ve fiilden münezzeh ve her kayıttan, hattâ ‘ıtlâk’ kaydından bile berîdir. Bu mertebe Hakk’ın ‘künh‘ü ve ‘zât’ı olup, bunun üzerinde başka bir mertebe yoktur. Her çeşit zuhûr, tecellî ve belirmeden münezzeh, mukaddes ve berî olduğu için ‘taayyünsüzlük’ (belirmesizlik) mertebesi adı verilmiştir. Bu mertebe hakkında bilgi edinilmesine imkân yoktur. Onun için de ‘gaybu’l-guyûb ( gayblerin gaybi) ve ‘hüviyet gaybi’ gibi bilinmezliğini ifade eden terimlerle adlandırılmıştır. Sadece ‘Zât’, ‘sırf zât’, ‘sırf varlık’ ve ‘sonsuz varlık’ söz konusudur. ‘Allah’ın zâtı hakkında tefekkür etmeyiniz!’ hadîsinde kasdedilen mertebenin bu olduğu söylenir. Kadîm ve ezelîdir. ‘Allah vardır, O’nunla birlikte hiçbir şey yoktur’ hadîs-şerîfi ve ‘Allah âlemlerden ganîdir’ (Ankebût, 29/6) âyet-i kerîmesi de bu mertebeye işaret etmektedir. Bu mertebede Zât, ezelen ve ebeden aynı hâl üzeredir. Cenâb-ı Hakk’ın Zât’ı, bütün varlıklar ‘Kendi’nden zuhûr etmeden önce nasıl ‘âlemlerden ganî ve müstağnî’ ise, zuhûrundan sonra da böyledir. Bu mertebede zuhûr ve taayyün veya herhangi bir maddî veya manevî âlem mevcut olmadığı, Hakk’ın Zât’ından başka bir şey bulunmadığı için ‘gayr’ ve ‘gayriyet’ten söz edilemez. Zuhûr ve belirme mertebeleri burada, Zât’tan herhangi bir şekilde tefrik ve temyiz edilmeksizin Zât’ın aynıdır.
- İlk Taayyün, hakikat-i muhammediye ve vahdet mertebesi Zâtı’ın irâdî olarak değil, zâtının gereği olarak tenezzül (inme) ve tecelliği ettiği ilk mertebe olduğundan ‘ilk taayyün’ adı verilmiştir.
No Comments