“Yitirilmiş Hikmeti Ararken” adlı kitaptan (müellifi: İlhan Kutluer) bazı sözler / ifâdeler (1)

 

İlhan Kutluer, kitaplarını okumaktan zevk aldığım ve verdiği bilgilerden, yansıttığı düşüncelerden yararlandığım değerli ve seçkin bir entelektüel ve akademisyen.

İslâm düşüncesi ve felsefesi alanında yayınlanmış kitaplarını okurken en dikkatimi çeken tarafı, ele aldığı konuları çok anlaşılır biçimde ve objektif olarak, ayrıca Müslüman okurların hiç yadırgamayacağı ve yazarı inanç ve düşünce yönünden kendilerinden biri olarak düşünmelerine yol açıcı bir muhtevayı ve ifade tarzını kotarıyor oluşu.
Onun başlıkta belirttiğim ve 4. Baskısı 2017’de yapılmış kitabının(*) değişik yerlerinden, etkilendiğim ve önemsediğim bazı sözleri / ifâdeleri aktaracağım bu ve inşâAllah bunu izleyecek birkaç yazıda.

“(…) Esasen bir yeniden keşfetme ve inşâ mantığına daima muhtacızdır. Özellikle söz konusu entelektüel geleneklerle irtibatımızın çeşitli sosyo-politik ve sosyo-kültürel tercihlerle koparıldığı yahut daha iyimser bir ifade ile zayıflatıldığı günümüzde bu ihtiyaç kendisini fazlasıyla dayatmaktadır. Ancak İslâm düşüncesinin seyri yahut geleceğinin belirlenmesinde ihtiyaç duyulan hakikat, istikamet ve akıbet tasavvuru akademik alâka ve yöntemleri aşan bir tefekkür yoğunlaşmasını şart koşmaktadır. Daha açıkçası akademik araştırmanın aktörü olarak bilim insanının yaklaşımı yanında tipolojisini mütefekkir, feylesûf, hakîm, âlim, mütekellim ve ârif gibi terimlerle resmettiğimiz düşünür yaklaşımına da ihtiyaç vardır. (…)” (s.19)

“(…) Açıkçası İslâm felsefesini insanlığın düşünce serüveninde bir başarı olarak kaydetmeye tarihçiyi mecbur bırakan cesîm bir gelenek ve literatür söz konusudur. (…)” (s.22)

“(…) Müslüman entelektüel muhit kendinden önceki medeniyetlerin artık yeni bir fikrî ve ilmî rönesansa dönüştüremeyeceği birikimi başarıyla ve tam bir özgüven duygusu içinde tevarüs etmişti. (…)” (s.22)

“(…) Bu yüzden İslâm’ın klasik çağındaki tercüme faaliyetinin felsefî geleneğin oluşmasına etki eden esaslı faktörlerden biri olarak zikredilmesi gerekir. (…)” (s.24)

“(…) Dolayısıyla Kur’ân’ı anlamak, ‘kalb’in iki temel etkinliği olan iman etme ve akletmenin birbirini besleyen iki dinamo gibi interaktif olmasını şart koşar. Akletmek, eğer önyargılar, tutkular ve bilinçli karşı tavırlar aklı perdeleyecek düzeyde değilse, kendi başına Tanrı fikrine ulaştırıcı bir etkinliktir. Bunu Kur’ân’ın inanmayanları sık sık akletmeye davet etmesinden anlıyoruz. (…)” (s.41)

“(…): İslâm medeniyetini İslâm kılan ne ise İslâm felsefesini İslâm kılan odur. (…)” (s.58)

“(…) Ve öyle zannediyorum ki hicrî 15., miladî 21. yüzyılda içimizden İslâm filozofları çıktığında ve tüm dünya entelektüelleri için anlamlı ve yönlendirici teorik sistemler ortaya attığında İslâm felesefesi entelektüel açıdan fiilî tanımına kavuşmuş olacaktır. (…)” (s.59)

* İlhan Kutluer, Yitirilmiş Hikmeti Ararken, İz Yayıncılık, ISBN: 978-975-355-848-8, 4. Baskı; İstanbul 2017.

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked