“170 Yıllık İnsan Hatası”: “Sanayi Devrimi”-2
Mustafa Kutlu‘nun 22 Eylül 2021 tarihli, Yeni Şafak’ta çıkan “Adını koyalım-2” başlıklı, içtenlik ve ciddiyetle kaleme alınmış ve hemen önceki yazısının devamı anlamında, önemli ve uyarıcı yazısının birkaç yerinden yapacağım alıntılamalardan ibaret olacak bu yazı.
“Geçen haftaki yazımızda BM’in ‘İklim değişimi konusundaki üç bin sayfa tutan raporundan bahsetmiştik.
Bilindiği gibi bu yıl dünyanın hemen her yerinde olağanüstü sayılan yangınlar, seller ve kuraklık görüldü. Sanayi Devrimi’nden bu yana fabrika bacalarından atmosfere salınan zehirli gazlar tabiatın dengesini bozmuş, ozon tabakası delinmiş, dünya olması gerekenden fazla ısınmıştır. Bilim çevreleri bu ısınmanın bir derece daha artması ile büyük felâketlerin yaşanacağını söylüyor.
(…)
İnsanlık, önüne ‘tek yol’ olarak konulan ‘sanayileşme’den vaz geçebilir mi?
İlerleme, kalkınma, zenginlik, refah, konfor bütün bu kutsal hedefler ne olacak?
Bilimin sarsılmaz otoritesini ne yapacağız? (…)
Bu neticeyi çığlık çığlığa insanlığa üç bin sayfa ile sunanlar da bilim adamları. ‘Yanlış yaptık arkadaş’ demek onların hakkıdır. Yanlıştan dönmek bir erdemdir.
İki yüz yıldan beri atmosfere fabrika bacalarından püskürtülen gazlar fabrika sahiplerini, sermayeyi, kapitalizmi zengin ederken dünyamızı berbat etti.(…)
Dünya bir derece daha ısınıversin kıyamet yakındır. Şaşırmayalım zaten ‘âhir zamandayız’.
(…) Küresel kapitalizm sinsice sırıtarak sevimli bir teklifte bulunuyor:
Vahşeti terkedelim, çevreyi koruyalım, ‘sürdürülebilir’ bir kalkınmayı hedefleyelim, yeşil enerjiye dönelim.
Bu bir kurt masalıdır.
(…)
Kimi kandırmaya çalışıyorsunuz? (…)
Başta ABD ve Çin olmak üzere sanayileşmiş ülkelerin pek çoğu ‘fosil yakıt’ tüketimini kısmayı düşünmüyor, varılan anlaşmaları imzalamıyor. Yakında Paris’te bir ‘İklim Zirvesi’ toplanacakmış. Yarım asır içinde bu kaçıncı toplantı!
(…) ile semiren kapitalizm artık ‘Teknokapitalizm’ adı ile anılıyor. (…) Bu gücü nereden alıyor? Bilimin kutsal ışığından. (…) (Sanayi Devrimi artık ‘170 yıllık insan hatası’ adı ile anılıyor.)
Bizim (Âmentü’ye inananların) dünyaya söyleyecek sözümüz şudur: Bu batıl itikattan vazgeçin.
(…)
Lakin hiç olmazsa zihnen, kalben, fikren bir ‘Red cephesi’ oluşturun. ‘Çare nedir?’ diye sorarsanız ben taşın altına elimi çoktan koydum. ‘Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş’ (Dergâh Yay. 2020) adında bir kitap yayımladım. Bu bir teklif. (…)
Sorgulamaya, tartışmaya pek meraklı çağdaş kafa hemen soruyor: ‘Hangi ahlâk?’ Tereddüt etmeden cevap veriyorum: İslâm Peygamberi’nin vazettiği, yaşayarak gösterdiği ahlâk. “
No Comments