Kur’ân-ı Kerîm’den Türkçe mânâlarıyla bazı âyetler

 

Merhûm Balıkesir’li Hasan Basri Çantay‘ın (m. 1887-1964) Kur’ân-ı Hakîm Ve Meâl-i Kerîm adlı, Naşiri Mürşid Çantay diye belirtilen, merhûmun imzası bulunan, üç cild olarak Yedinci Baskısı 1972’de İstanbul’da Ahmed Said Matbaası’nda basılan, Prof. Kâmil Mîras’ın Takrîz’iyle ( takdir ve takdim yazısı) yayınlanan eserden (hemen hemen yarım asır önce!) alıntılayacağım bazı âyetlerin Türkçe mânâları bu yazıyı oluşturacak.

Bismillâhirrahmânnirrahîm

“Hamd olsun Âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahîm, Din gününün (tek) sâhibi ve mutasarrıfı Allaha. Yalnız sana ibâdet (kulluk) ederiz, yalnız senden yardım isteriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine, sapıklarınkine değil.” (El-Fâtiha sûresi, 1/1-7)

Şu muhakkak küfr edenleri (iman etmeyen, inkâr eden kâfirleri) inzâr etsen de onlarca bir, kendilerini inzâr etmesen de. İnanmazlar.” (El-Bakare, 2/6)

” (Asıl) Allah onlarla istihzâ eder ve taşkınlıkları, azgınlıkları içinde serserî dolaşmalarına mühlet verir.” (a.g.s., 2/15)

Hem hatırlayın o demleri ki sizin sebebinize denizi yarıp da hepinizi kurtarmış, Fir’avun hânedânını ise, kendiniz de gözlerinizle bakıp dururken, (suda) boğmuştuk.” (a.g.s., 2/50)

Sonra ölümünüzün arkasından sizi yine diriltmişdik. Gerekdi ki şükredesiniz.” (a.g.s., 2/56)

Artık (ey mü’minler) onların (Yahudîlerin) size inanacaklarını umar mısınız ? Halbuki onlardan (hahamlık eden) bir zümre vardır ki Allah’ın kelâmını (Tevrâtı) dinlerlerdi de akılları aldıktan sonra onlar bunu bile bile tahrif (ve tağyir) ederlerdi.” (a.g.s., 2/75)

Onlar âhirete bedel dünyâ hayatını satın almış kimselerdir. Bundan dolayı kendilerinden azâb kaldırılıp hafifletilmeyecek, onlara yardım da edilmeyecektir.“(a.g.s., 2/86)

Kendilerine Kitab verdiklerimiz onu (o peygamberi) öz oğulları gibi tanırlar. Öyle iken içlerinden bir güruh, kendileri bilip durdukları halde, yine mutlaka Hakkı gizlerler.” ( a.g.s., 2/146)

Hepinizin Tanrısı (zâtında ve sıfatlarında aslâ benzeri bulunmayan) bir tek Tanrıdır. Ondan başka hiçbir Tanrı yoktur. O hem Rahmandır, hem rahîmdir.” (a.g.s., 2/163)

Ey Rabbimiz, muhakkak ki Sen, (vukuunda) hiçbir şüphe olmayan bir günde insanları toplayacak olansın. Şüphesiz Allah sözünden caymaz.” (Âl-i İmrân, 3/9)

Geceyi gündüzün içine koyarsın. Gündüzü geceye sokarsın. Ölüden diri çıkarırsın, diriden ölü çıkarırsın. Sen kimi dilersen ona sayısız rızık verirsin. (a.g.s., 3/27)

De ki: ‘Allaha ve o peygambere itaat edin’. Eğer yüz çevirirlerse şüphesiz ki Allah da o kâfirleri sevmez.” (a.g.s., 3/32) ” İbrahim ne bir Yahudi, ne de bir Hristiyandır. Fakat o, Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı. Müşriklerden de değildi.” (a.g.s., 3/67)

Kim İslâmdan başka bir din ararsa ondan (o din) aslâ kabul olunmaz ve o, âhirette de en büyük zarara uğrayanlardandır.“(a.g.s., 3/85)

” (Allah’ı ve Peygamberi) tanımayanların (refah içinde) diyâr diyâr dönüp dolaşması zinhâr seni aldatmasın!” (a.g.s., 3/196)

De ki: ‘Yer(yüzün)de gezip dolaşın, sonra da bakın ki (peygamberleri) yalanlayanların sonu nice olmuştur’. (En’âm, 6/11)

O gün kim azâbdan döndürülür (kurtarılır) ise muhakkak ki (Allah) onu esirgemiştir. Apaçık kurtuluş (saadet) de işte budur.” (a.g.s., 6/16)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked