“Kahrolsun Amerika” sözü veya bedduası şu günlerde Filistinli mazlumlara dua edenlerin ve İsrail ile ABD’ye beddua edenlerin dillerinde olsa gerek. Gazze’de uygulanan İsrail zulmüne ABD sevinirken ve İsrail’i en küçük ölçüde de olsa insafa-merhamete davet etmek şöyle dursun, onunla bir dayanışma hâlinde olması, bu saldırıları yerinde ve haklı olarak görmesi elbette zulümden yana olmayanların nefretini celbederken, ABD’nin zulmü ve haksızlığı icabında kendi çıkarını gören bir ülke konumunda olduğu gerçeğini bu vesile ile de ortaya koyuyor.

ABD bu haksız yaklaşımında hep ısrarla ayak diremekte. Dolayısıyla o ülkeye ne kadar beddua edilse yeridir. İnsanlık tarihindeki en büyük katliamlardan birisi İsrail tarafından Gazze’ye dönük cereyan ederken ABD devamlı İsrail’in yanında olduğunu, dayanışmanın hep devam edeceğini söylüyor. Oysa Müslümanlar hiçbir durumda zâlimden yana olamazlar. 1946’dan bugüne İsrail’le Hamas sınırları hep İsrail lehine değişmişken, günümüzde hâlâ İsrail Hamas’ı tamamen yoketmenin peşinde ve ABD bunun başlıca destekçisi. İsrail şu anda “Tam Taarruza Geçiyoruz” sloganını ifade etmiş ki televizyonda gecenin bu saatinde bunu görüyoruz. Şunu da: İsrail Gazze’yi yeniden bombalıyor. ABD memnundur bu bildirimlerden. Vaktiyle “Kahrolsun Amerika” sloganı ‘solcu’ diye bilinen gençlerimizin değişik vesilelerle dile getirdikleri bir slogandı. Haklılarmış elbette. Ne ki bu bedduayı yapanların da Allah inancı olması gerekir. Suçluya ve zâlime cezasını verecek olan Allah’tır çünkü. Amerika ile savaşacak bir ülke veya birkaç ülke bile olsa Allah’ın dediği olur. Amerika kimleri himaye ediyorsa günümüzde, onlar Allah’a dost değillerdir. Dolayısıyla Amerika ile Yahudilerin de Fetöcülerin de dost oldukları besbellidir. 15 Temmuz 2016 kalkışmasında başarılı olamayan Fetöcüler Türkiye’de kendilerini güvende görmedikleri, ancak Amerika’da güvende olabileceklerini düşündükleri için oraya, üst düzey önderleri Pensilvanya’da kalmak üzere uçtular. Avrupa ülkeleri de, SSCB de Fetöcülere en azından sempati duyarlar kanaati yanlış değildir.

Türkiye’de Deniz Gezmiş’in, Mahir Çayan’ın, Doğu Perinçek’in ve diğer ünlü solcuların eylemleriyle kendilerini gösterdikleri dönemler, bir süreden beri ülkemizde yaşananlar göz önüne alındığında, çok daha tehlikesiz dönemlermiş denilebilir rahatlıkla. O dönemlerde sözgelimi bir 15 Temmuz 2016 kalkışması benzeri bir olay yaşanmamıştı.