Ahidnâme (anlam olarak)

 

Bismillâhirrahmânirrahîm “Ey semâvâtı ve yeri yaratan, gayb ve şehâdet âlemlerini bilen Allâh’ım! Bu dünya hayâtında senden başka bir ilah olmadığına ahdediyorum. Sen birsin ve ortağın da yoktur. Muhammed (s.a.v.) senin kulun ve Rasûlündür. Beni hiçbir hâlde nefsimle başbaşa bırakma; Allah’ım! Eğer beni nefsime bırakırsan, o beni şerre yaklaştırır ve hayırdan uzaklaştırır. Ben hiçbir şeyime güvenmiyorum. Ancak Senin yüce rahmetine güveniyorum. Seninle ahdediyorum! Şüphesiz ki Sen va’dinden dönmezsin.” İbn-i Mes’ud (r.a.)’dan rivâyet edilmiştir: Peygamberimiz (s.a.v.) bir gün ashâbına şöyle buyurdu: “Sizden biriniz akşam-sabah Allahü Teâlâ hazretlerinin indinde, mükâfâtı yazılamayacak kadar büyük bir sevabının olmasını ister misiniz?” Ashâbı: “Bu nasıl olur? Ya Rasûlallah!” dediler. Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki: “Akşam-sabah bu duâyı okuduktan sonra, bir mühürle mühürlenerek Arş’ın altına konulur. Kıyamet gününde, “Rahmân indinde ahdi olan nerededir?” diyerek bir münadi çağırır. “O kimseler Cennet’e girsinler.” denilir.” (Ruhül beyan) Açıklama: Bu duayı okuyana verilecek olan mükâfatı insanlar kâtip olsa, ağaçlar kalem olsa, sevabını yazmakla bitiremeyecekleri için, bu duanın mükâfatını, Allah Teâlâ mahşerde kullarına takdim edecektir. Veminellahittevfik. Bezzazi Sığar’dan naklen zikredilmiştir ki : Şayet ölünün alnı veya sarığı veya kefeni üzerine ahidname yazılırsa, umulur ki Allah Teâlâ ölüye mağfiret eder.”


No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked