“Allah hiçbir zamanı hakikatsiz bırakmadı, bırakmaz. Ve hakikat mutlak güzelliktir.”
Gökhan Özcan‘ın “Değişen ve değişmez olan” başlıklı yazısından (Yeni Şafak, 29 Mart 2018):
“(…) Bu belki tabiidir, şartlar değişince hayat da değişir. Ve insan geçmişini özler. Bu hep böyle oldu. Ama bu zamana özgü başka bir sıkıntı var; geride bıraktıklarımızın yerine, hayatın yoksullaşmasına engel olacak ağırlıkta pek bir şey koyamıyoruz sanki biz.
(…)
Değişim bizi önüne katıp götürüyor, hayatı süpürüyor. Sadece gözle görünür olanı değil; gözle görülmeyen ama varlığını içimizden bildiğimiz, dolayısıyla yokluğundan da yine içimize vuran sızısıyla haberdar olduğumuz şeyleri de alıp götürüyor yavaş yavaş.
(…)
Geçen geçiyor, hayatın şekli, gidişatı ve hatta muhtevası değişiyor. Önceki hayatlar hızla birer hüzünlü hatıraya dönüşüyor, şimdiki hayat hoyrat hamlelerle köşe bucak her yere hakim oluyor. Ne kadar canımız yansa, ne kadar içimiz acısa da, hepimiz bir şekilde değişiyor, gönülsüzce de olsa bir parçası oluyoruz bu durdurmaya güç yetiremediğimiz değişimin. Ne yapacağız peki, her şey değişiyor diye bırakacak mıyız biz de kendi gerçek hikayemizin peşini? Pes mi edeceğiz, akıntıya mı bırakacağız kendimizi? Kavlimizin arkasında isek, hayır, elbette hayır! Akıntıya karşı yüzmeyi göze alacağız gücümüz yettiğince. Bütün samimiyet ve dikkatimizle arayacağız; bu çılgın değişimin içinde insanın kaybedilebilen, unutulabilen ama asla değişmeyen cevherini.
(…) Allah hiçbir zamanı hakikatsiz bırakmadı, bırakmaz. Ve hakikat mutlak güzelliktir. Oradan yeniden güzellikler bulup çıkarabilir, yeni zamanlara incelik ve güzellik adına kendi notlarımızı düşebiliriz.”
https://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhanozcan/degisen-ve-degismez-olan-2045038
No Comments