admin Posts

Mahmud Erol Kılıç’ın “İbn Arabî Düşüncesine Giriş ŞEYH-İ EKBER” kitabının birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar

 

Halbuki bizzat Allah ‘Din’de size hiçbir zorluk yüklemedi.” (Hac, 22/78)

Vücûd kelimesi Türkçede varlık adını alır.”

İbn Arabî Bizans İmparatoru Heraklius için Bazı kadîm bilgelikleri biliyordu ama doğru bir inanç zaviyesi olmadığından bu bilgilerin onda bir karşılığı yoktu. der.

Allah’ın müessir (etkin) olması kendi varlığını diğer varlıklara yayması sûretinde olur. Allah bir illet değildir, bilakis o mevcut olan her şeyin kaynağıdır. Bu tam bir yaratma hâlidir.

Madde vahdetten mahrumdur bilakis o sonsuz bir çokluktur. Nihayet madde bir hiç demektir.

Özgür Özel’i Melik Yiğitel ânında rezil etti

 

Elini kolunu sallayarak konuştuğunu zanneden Ö. Özel iyi ve nitelikli konuşma yaptığını sanıyorsa kendini aldatmış olur. İsmail Dükel ise bir CHP’li olarak Melik Yiğitel’e karşı Özgür Özel’i savunma ihtiyacı duyuyor. Abdülkadir Selvi konuşurken, İsmail Dükel de konuşuyor ve Abdülkadir Selvi’yi konuşturmak istemiyor. Ne ki İsmail Dükel kimse konuşmasın istiyorsa da konuşacaklar oradakiler. Kendisi de konuşma yeteneğinden yoksun. İsmail Dükel üç konuşmacı hiç konuşmasınlar istiyor. Kendisi ise ekrandaki konuşmacıları dinleme terbiyesinden yoksun gibi. İllâ Özgür Özel’i savunacak. Özgür Özel “Fragman izliyorsun” diyor Cumhurbaşkanını kasdederek. Özgür Özel diğer üç konuşmacıyı ikna edemiyor; ses tonunu yükseltmekle, el- kol sallamakla yetiniyor. Böylece bizler de Özgür Özel’i değil, Abdülkadir Selvi’yi, Melik Yiğitel’i, Fulya Öztürk’ü dinlemiş olduk. Ekranın ortasında ise Özgür Özel ellerini-kollarını sallayıp durdu; konuştuysa da kimseye dinletemedi. İsmail Dükel, demokrasi dersi vermeye kalkıyor. Ama kimseyi ikna edecek tarzda konuşamıyor. “Bu söylemler çok tehlikeli” diyerek diğer iki konuşmacıya ders verme gayretinde . Bu arada, İsmail Dükel güldürüldüğünden söz etti “Allahü ekber” diyerek. Bir ‘bu arada’ daha: Coşkun Başbuğ konuşturulmadı sanki. Ama sonunda Özgür Özel’in tehlikeli söylemleri olduğunu ifade etti. Ö. Özel el-kol sallamaya devam ediyor. Miting formatında ‘sokak çağrısı’ ndan söz ediyor Ö. Özel. Coşkun Başbuğ “sandık kaçırılması”, “sandık korkusu” gibi sözde korkular, çağrılardan söz etmeyi (Özgür Özel’i kasdederek) gereksiz buluyor. İsmail Dükel de Özgür Özel’i savunuyor besbelli. Ö.Özel Neden Sokak diyor. İç Savaşla mı tehdit ediyor. “Onlara ben miting yapıyorum, sokak çağrısı anlamında”. Melik Yiğitel, “sandığı sakın almaya kalkma!” denildiğine vurgu yapıyor. M. Yiğitel, T. Erdoğan’a saldırılmasına vurgu yapıyor. O’nun diktatör gibi nitelenmesini gülünç veya saçma olarak görüyor. Özgür Özel masuniyet karinesinden söz etse de suçlamasını sürdürüyor. Ö. Ö., “Çağrı yapacağım günü bilirim” diyormuş (!)

Arş Hazinesi Duası (anlam olarak)

 

Rahman ve Rahîm (dünyada tüm kullarına acıyan, merhamet eden; âhirette ise mümin kullarına keremiyle merhamette bulunacak olan) Allâhım! Bu iki isminle dua etmeye başlıyorum.

Şerefli besmele’n hatırına duâmı kabul et. Sen, kendisinden başka ilah olmayan Celâl sahibi yüce Allah’sın. Sen, mülkün sahibisin. İyi olanı kötüden, kötü olanı da iyiden; Hakk olanı bâtıldan, bâtıl olanı da haktan ayırt etme gücünü veren Rabbim! Ey hâkimiyyetin tek sâhibi ve adâletin yegâne mâliki ve kendisinden başka bir ilahın olmadığı; bizim ve ecdâdımızın Rabbi! Senin dışında kimseyi (Rab olarak) tanımıyoruz. İbâdetlerimizle yalnız sana kulluk ediyoruz. Sana ait vazifelerimizi tam yerine getiremedik, nefislerimize zulmedenlerden olduk; bağışla bizi Rabbim. Sen birsin ve Senin ortağın da yoktur. Mülk Sana aittir. Bütün övgüler Senin içindir. Sen yaşatan ve öldürensin. Ölmeyecek tek varlık Sensin. Hayır Sen’in kudret elindedir. Döneceğimiz en son yer Senin yüce katındır. Her şeye gücü yeten Sen’sin, bizi utandırma ey Rabb’im! Sen’den yardımını diliyoruz, bizden yardımını esirgeme Allah’ım. Güç ve kuvvet yalnız Sen’indir. Bizi güçlü ve kuvvetli eyle ey Rabb’im! Senin dışında hiçbir ilah olmadığını biliyor ve nimetlerinin şükrünü eda ediyorum. Şükrânımı kabul eyle, ey Rabbim! Rabb olduğunu söyleyerek Sen’in dışında hiçbir ilah olmadığını tasdik ettik. İşte bu ikrarımız ile bizi katına al ey Rabbim! Senin şanının yüce olduğunu münezzeh kılmak için Seni tenzih ediyorum. (…) Büyük arşı taşıyabilmeleri için meleklerin okuduğu İsm-i A’zam’ın hürmetine bizi Kur’an yolundan uzaklaştırma, ey Rabb’im! Kullarına acıdığın İsm-i A’zam’ın hakkı için bizi nefislerimize bir başımıza bırakma ey Rabbim! Tam olan kelimelerini ifade eden İsm-i A’zam’ın hakkı için dualarımızı kabûl eyle ey Rabb’im! İbrahim Aleyhisselâm’ın okuyarak ateşi, gül bahçesine çevirdiği İsm-i A’zam’ın hakkı için bizi cehennem ateşinden kurtulmuşlardan eyle ey Rabbim! İsmail Aleyhisselâm’ın okuyup da kurban olmaktan korunmuş olduğu İsm-i A’zam’ın hakkı için dedikodu edenlerin şerrinden bizi koru ey Rabbim! İshak Aleyhisselâm’ın okuyup da duasını kabul ettiğin İsm-i A’zam’ın hakkı için dualarımızı kabul eyle ey Rabbim! (…) Davud Aleyhisselâm’ı dünyaya halife yaptığın ve demiri elinde hamur gibi bükebilecek hâle getirdiğin İsm-i A’zam’ın hürmetine rızkımızı bereketli eyle ey Rabbim! Süleyman Aleyhisselâm’ın okuduğu İsm-i A’zam’ın hakkı için bizleri de yeryüzünde sözü olan kişilerden eyle ey Rabb’im! Eyyüb Aleyhisselâm’ın okuyarak derdine derman olduğu İsm-i A’zam’ın hakkı için bizi her türlü dertten kurtar ey Rabbim! İsa Aleyhisselâm’ın okuyarak ölüleri diriltmiş olduğu İsm-i A’zam’ın hakkı için ölmüş olan sinelerimizin iman nuru ile hayat bulmasını bize nasip eyle ey Rabbim! Musa Aleyhisselâm’ın Sina dağında okumuş olduğu İsm-i A’zam’ın hürmetine bizleri fitne ve bozguncuların kötülüklerinden koru ey Rabb’im! Asiye validemizin okuyarak Cennet’e kavuştuğu İsm-i A’zam’ın hürmetine bizlere de Cennet’ini ve cemâlini ihsan buyur ey Rabbim! İsrailoğulları’nın okuyarak Kızıldeniz’i geçtikleri İsm-i A’zam’ın hürmetine bizlere de Cennet’ini ve cemâlini ihsan buyur ey Rabb’im! Hızır Aleyhisselâm’ın okuyarak suyun üstünde yürüdüğü İsm-i A’zam’ın hakkı için bizleri de merhamet denizine dalmaya muvaffak kıl ey Rabb’im!

Muhyiddin İbnü’l Arabî’nin eseri Fusûsu’l- Hikem Tercüme ve Şerhi (Ahmed Avni Konuk) Hazırlayanlar: Prof.Dr. Mustafa Tahralı- Dr.(merhûm) Selçuk Eraydın

 

Bu eserin üçüncü cildinin birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.

Şu varlık muhakkak hayâldir, halbuki o da Hak’tır / Bunu anlayan kimse tarîkın sırlarına ermiştir. “

Bil ki, “kazâ” Allah’ın eşyâda (şeylerde) hükmüdür. Ve Allah’ın eşyâda hükmü, Allah’ın eşyâya ve eşyâda olan ilminin haddi (sınırı) üzeredir. Ve Allah’ın eşyâda olan ilmî de, ma’lûmat nefislerinde ne hâl üzere sâbit idiyseler, o malûmâtın Hakk’a i’tâ ettikleri (verdikleri) şeyin haddi üzeredir. Demek ki Hakk’ın malûm şeyler üzerindeki hükmü, o şeyler zâtî istidatlarıyla Hakk’a ne vermiş iseler, o verdikleri ilmin haddi üzeredir. İşte “kaza” budur; ve bu hükümde tevkît (vakitlendirme) yoktur. Zîrâ bu hüküm, Hak zâtının aynı (hakikati) olan ilâhî ilimde nefisleriyle ma’dûm (yok) olan şeyler üzerinedir. O mertebede ise zaman ve mekân yoktur.

Fütûhât-ı Mekkiyye 16. Cild, 539.Bölüm’den alıntılar

 

Menzili ‘Allah‘a kaçınız” (ez-Zâriyat 51/50) Olan Kutub’un Halinin Bilinmesi

Allah’a kaçan herkes isabet etmiş Rahman’dan kaçan hüsrana uğramış

Kendisine yakın kıldığının hayatı düzelmiş O’nunla ve O’nda hayatı hoş olmuş

Sana gösterdiği kimsenin halinin görünce Seraba tecelli ettiğinde

Onun umudunda kanmayı görürsün Saki ise perdenin ardındadır

Oraya geldiğinde susamış bir haldeydi Kâse ve şarap elinde