“Mevcudiyetimizi izah babında zikre değer iki köşe var. Varoluş köşesi, mensubiyet köşesi. Dört köşeden bahsetmiyoruz. Dört dörtlükten hele hiç.”

 

İsmet Özel’in, İstiklâl Marşı Derneği internet sitesinde “Tersinden Edebiyat Tarihi” üst başlığı altında çıkan “Mukaddeme 8” başlıklı yazısı şu cümle ile son buluyordu: “(…) Oysa beyan ile Türk haline gelmekle Türk milletine mensup olma arasındaki mesafeyi ne zaman kapatırsanız o zaman bizzat kendinizin Türk toprağına dönüştüğünü acıyla ve sevinçle görürsünüz.” Bu Cuma günkü (bu günkü) yazısı (Mukaddeme 9) ise şöyle başlıyor: “Sevinç ve acı vereceğini söylediğim değişimin, dönüşümün bir köşesinde “Türk haline gelmek” vakıası, diğer köşesinde ise “Türk milletine mensup olmak” hadisesi bulunduğuna dikkat çekmek isterim.”

Bu ikisinin farkına dikkat çekiyor şair ve yazar İsmet Özel ve şöyle diyor: “Farktan bir istifade umuyoruz.” Ve bu ayrımı yapmanın “dünya halini fehmetme başarısına ermeği hayra yoranlara” gerekli olduğuna işaret ediyor. “Türk milletinin asırlar boyu insanlık, giderek modernlik karşısına hep bir zorlu, üstelik bununla kalmayıp zorlayıcı hadise olarak, bir hadise şekline bürünerek çıkan, bir hadise şekline bürünmeksizin çıkamayan” özelliğine vurgu yaparak, bu milletin “muhayyel karakteri itibariyle bilkuvve hazır bulunma hususiyeti taşıdığını” belirtiyor. “Mevcudiyetimizi izah babında zikre değer iki köşe olduğunu” söylüyor.”Dört köşeden bahsetmiyoruz, diyor; “dört dörtlükten hele hiç.” diye ilave ediyor.

Bu günkü yazısının kalan kısmının birkaç yerinden alıntılar sunacağım.

“(…) Operasyon adlandırmayla başlıyor. Türk bulamadıysan Türkleştireceksin, İslâm bulamadıysan İslamlaştıracaksın, muasır bulamadıysan muasırlaştıracaksın. Operatör sen değilsen gel de çık işin içinden. (…)”

“Ben iki köşeye takılanlardanım. Aklımı iki köşenin nasıl olup da iki kanat şekline getirilebileceği fikri kurcalıyor. Komünist aksiyonla iştigal ettiğim günlerde Türk istiklâlini esas almanın iki kanata kavuşmağa kifayet edeceğini biliyordum. Bu bilgi beni başkalarından yalıttı. Mezkûr kanatları Müslüman aksiyonu netice alınabilir kabul ettiğim günlerde omuzlarımda hissediyordum. Bu sebeple imkân elime geçer geçmez şu suali vaz ettim: Müslüman bir topluma kavuşup onun güçlendirilmesine mi çalışacağız yoksa güçlü bir toplum elde edip onun Müslümanlaşmasına mı gayret edeceğiz?

(…)

“Gelindiyse şiire mahsus hassasiyet el üstünde tutulmaksızın gelindi bu güne. Şiir hakkında yanlış, yanlış olduğu kadar kısır fikirlerle siyaset sahasını kaplayanların İstiklâl Marşı’nı şu veya bu sebeple beğenmeyenlerin veya bu metnin şurası burası kusurlu diyenlerin İstiklâl Marşı’na kulak verme niyeti taşımaları ihtimal dâhilinde değildir. Kulak verilseydi birçok şeyin yanı sıra şu da işitilecekti: “Siper et gövdeni dursun bu hayâsızca akın. (…)

Siper dediğin hem topraktadır, hem topraktandır. Cuma Mektupları’na “Bir Siperden Söz Ediyorum” diyerek başlayanın kelimelerin kıymetinden haberi var. Kıymet bilmeyenin hiçbir kıymeti haiz olmadığından hepimizin haberi var. İslâm’dan medet ummayan Müslümanların tıka basa doldurduğu bir dünyada kıymet ne idi ve nerede idi?”

http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/Yazi.aspx?YID=1533&KID=72

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked