“Dolanıyorsak hangi mânânın etrafında dolanmaktayız?”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında çıkan BATININ ÖNÜNÜ GÖRMESİ başlıklı ve 18 Cemaziyelahir 1443 (21 Ocak 2022) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=106&KatId=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalardan (bunlardan birisi başlığı teşkil ediyor) oluşacak bu yazı.

” Oswald Spengler’in Der Untergang des Abendlandes (Batı İllerinin Harâbîliği) kitabına, bu kitabın doğru ve yerinde hükümler ihtiva ettiğine her iki dünya savaşının da mağlubu olarak halen muamele gören Almanya’ya rağmen inanırım. Tıpkı aynı yazarın Hitler’in bir kahramana değil ancak operanın bir soytarısına benzetilebileceğini telmih eden hükmüne yürekten inandığım gibi. (…)  Türk üstünlüğü karşısında bir intikam hareketi olarak güç toparlamak isteyen Batı Medeniyeti neye veya kaça mal olacağını umursamadan bir azamî kâr yarışı başlattı. Kâr yarışını şu veya bu sebepten tasdik etmek para dininin yürürlüğe girmesini kabul etmek anlamına geliyordu.  (…)

İnsan hayatının bir mânâ etrafında şekillendiğini sadece bilmek bile yerkürede bir süre bulunduğumuzun boşuna olmadığını anlamağa yeter. (Başlığı oluşturan alıntı cümle yazıda burada) (…) Avrupa’nın ana fikri yabancılaşma olarak onların edebiyat saydıkları uğraşı içinde belgelendi. Gören gözler fark ettikleri şeyin onlara yüklediği şartı yerine getirselerdi ne yapacaklardı? Yüklendikleri şart kapitalizmin değerden düşmesine hizmetten başka bir şey olamazdı. (…) Ders kitaplarında büyük keşifler başlığı altında öğretilen hadise Avrupa devletlerinin bu kıtanın yüzölçümüne kıyasla devasa diyebileceğimiz yerküreyi bir müstemlekeler sahasına çevirmelerine vardı.

Macaristan’da yüz elli sene kaldıkları hesaba katılırsa Türkleri Avrupa’nın burnunun dibinde saymak sadece romantik bir benzetme olur. Onlar Avrupa’da, Avrupa’nın göbeğinde yüzyıllar geçirdi. (…)
 II. Osman saltanatından itibaren her sahada çektiğimiz acılar yanımıza kâr kaldı.

(…) Türklük ve Osmanlılık biri diğeri yerine ikame edilemeyecek iki kategoridir.  (…)

Kılavuzu karga olanın akıbetini bilirsiniz. Bizimkinin de ondan farklı olmadığını söyleyesimiz geliyor. Ancak içine düştüğümüz durum tabirin isabetli bir tespiti ifade ettiğini göstermiyor. Çünkü Batı Medeniyeti hiçbir zaman kendini gidilecek yolu bilen kılavuz mevkiinde görmedi.  (…)
Batı Medeniyeti şimdiye kadar yani kendini medeni sayalıdan beri hangi kusurunu ortadan kaldırdı? Bırakın kusurlardan birini yok etmek sürekli olarak kamburuna kambur ekledi.

(…) Müslim ve gayri-Müslim farkını insanları ayıran yegâne çizgi kabul edersek meselenin bütün karmaşıklığı ortadan kalkacak. Daha önce de yazdığım gibi dünya iki parçadan fazlasını kaldırmaz. İman bir yandadır, küfür diğer yanda. Müminler ve kâfirler biri diğerini tesirsiz bırakmak için vardır. Bu sihirli formül tatbikat alanı bulduğunda hayatımız her türlü sahtelikten arınacak.”

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked