el-Âhir (Son) ismi

 

el-Âhir (Son) ismi, heba cevherini yaratmağa yönelir. Cisimlerin sûretleri bu cevherde ortaya çıkmıştır. Bu bölümde söz konusu cevhere bileşiklik âleminde neyin benzediği ele alınacaktır. Bu isme ait harf Ha, menzil ise Dübüran’dır.

Bilmelisin ki, bu cevher, dış varlığı bulunmayan doğa gibidir. Onu sûret izhar eder. Öyleyse heba, dışta varlığı bulunmayan akledilir bir şeydir. Heba, varlık mertebelerinin dördüncüsünde yer alır. Nitekim Ha harfi de insan nefesinde dördüncü mahreçtedir (çıkılacak kapı).

Allah şöyle buyurmaktadır: “Attığında sen atmadın, fakat Allah attı.” (Enfal, 17)

“Sana biat edenler gerçekte Allah’a biat etmişlerdir.” (Fetih, 10)

“O kendi hevasından konuşmaz.” (Necm, 3) Çünkü Hz. Muhammed her bir zerresinde bile Hakk’ın isimleriyle ‘tahakkuk’ etmiştir.

Mümkünlerin ilim mertebesindeki hakikatleri. Sabit oldukları için a’yân-ı sâbite denilmiştir.

Şiir:

Artık sen tenzihi benimsersen sınırlarsın Teşbîhi benimsersen tahdit edersin Hem tenzîhi ve hem teşbîhi benimsersen doğru yoldasın Mârifetlerde de İmam ve efendi olursun Çifti benimseyen ortak koşmuştur Teki benimseyen birleyendir Eğer sen, ikinci isen teşbihten sakın Eğer tekçi isen tenzihten sakın Sen O değilsin, belki sen O’sun Sen O’nu işlerdemutlak ve mukayyet görürsün Böylece İbnü’l-Arabî ‘mutlak ve mukayyet’ diyerek ‘Hakkı mekândan münezzeh iken mazharda görmek’ diye ifade ettiğimiz hâle işâret etmiştir: “Allah’ım! Senden Sana sığınırım.”

Şeyh İbnü’l- Arabî de şu mısraıyla buna işaret etmiştir: Artık Hak vasıtasıyla Hakk’a bakarsın.


No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked