FÎHİ MÂ FÎH 18. Fasıl’dan alıntılar
“Aklı şehvetine gâlib olan kimse melâikeden a’lâdır; ve şehveti aklına gâlib olan kimse de behâyimden(hayvanlardan) aşağıdır.
Tercüme: “İlm ile buldu melek neşv ü nemâ / Cehl ile oldu behâyim peydâ / İlm ile cehl arasında hayrân / Kaldı da şaştı zavallı insan.”
Şimdi, âdemîlerden bazıları o kadar akla mütâbaat (uyum) gösterdiler ki, külliyyen melek ve sırf nûr oldular. Onlar, enbiyâ ve evliyâdırlar; ve havf ve recâdan ( korku ve ümitten) kurtulmuşlardır. Nitekim Kur’ân-ı Mecîd’de beyan buyruluyor: “Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyecekler de.” (Yûnus, 10/62) Bazılarının akıllarına şehvet gâlib olduğundan, âkıbet külliyyen hayvan hükmünü iktisâb eylediler. Ve bazıları münâzaada (çekişmede) kaldılar; ve onlar o tâifedir ki, bâtınlarında bir derd, hasret ve renc, efgân zâhir olur ve yaşayışlarından razı değildirler. Bunlar mü’minlerdir. Eviyâ onları kendi menzillerine eriştirmek ve kendileri gibi yapmak için onlara muntazırdırlar( bekleyen/gözleyendirler. Tercüme: “Biz çağırıyoruz, başkaları da çağırıyorlar, bakalım baht kimindir ve kime yâr olacaktır.”
Nasr, 110/1 (Yani “Allah’ın nusratı gelince.” Zâhir müfessirler bu vech ile tefsîr ederler ki: Mustafâ (s.a.v.)in, âlemi/ müslüman etmek ve Hak yoluna getirmek için, hizmetleri var idi. Vaktâki vefat edeceğini gördü, dedi: “Ah, ömrüm vefâ etmedi ki halkı da’vet edeyim. Hak Teâlâ buyurdu: Bu saatte senin askar ve kılıç ile feth edip terkettiğin vilâyetleri ve şehirleri, cümleten leşkersiz (askersiz) mutî’ ve mü’min kılayım; ve işte onun alâmeti bu olsun ki, senin vefâtın yakın olduğu vakit, halkın uazaklardan gürûh gürûh gelip Müslüman olduklarını göresin. Şimdi tesbîh et ve istiğfar eyle ki, o makama geleceksin! Fakat muhakkıklar derler: Onun ma’nâsı şudur ki, insan zemîm vasıfları, kendi amelî ve içtihadı ile kendisinden def eylediğini zanneder. Vaktâki birçok mücahede eder ve kuvvetlerini ve mesâisini sarf edip nevmîd (ümitsiz) olur. Hak Teâlâ ona der ki: Sen onun kuvvet ve fiil ve amelin ile olacağını sandın; o benim koyduğum bir âdettir. Yani mâlik olduğun şeyi bizim yolumuzda bezl et; saçma!
“Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir.” (Muhammed, 47/36)
“Gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün.”
Mâide, 5/83)
“Temyîz îmandır; küfür ise temyîzsizliktir. “
“Yakînen bil ki, her ne vech ile nidâ etmiş isen, o nidânın cevâbını işitirsin.”
“Allah kişi ile kalbi arasına girer.” (Enfâl, 8/24)
“Halkın nazarı bâtına vâki’ olmaz.”
“Hamd şükürden eâmdır.”
No Comments