Fütûhât-ı Mekkiyye 18. Cilt, Otuz Beşinci Sifir’den alıntılar
“Allah’a ortak koşulanın gerçekte var olmadığını, onun yokluk olduğunu görüp hâdislik ile kadimliğin lâyık olduğu özellikleri ayırt edersen, kerem ve himmet ehlinden olursun.” (s. 30)
“Hz. Peygamber ‘Size iki vaiz bırakıyorum‘ demiş, onları ‘konuşan ve susan vaizler‘ diye nitelemiştir. Konuşan vâiz Kur’an-ı Kerîm iken, susan vâiz ölümdür. Hakk’ın tercümanı olan peygamber böyle buyurmuştur!”
Bunlardan birisi de iki yüz doksan birinci bölümden “Terazide eksiklik ve fazlalık bahsidir: Helak olmadığın bir hayatı ve mâlik olarak olarak bulunduğun bir yurdu ganimet saymalısın. (…) Himmetlerin dağılırsa seni ayakta tutan Hak senden yüz çevirir ; güçlerin zayıflarsa sana yardım eder ve seni güçlendirir, sana karşı kendinden başka suç işleyenin olmadığını öğretir. Kendisinden habersiz kalma!
“Bunlardan birisi de iki yüz doksan ikinci bölümden (c.10, s. 235) “O’nun eserlerini kötülükten tenzih” bahsidir: İnsanda iki zıt özellik ortaya çıkar. Bu itibarla insan türünde veliler bulunduğu kadar düşmanlar da bulunur. Siyaset ve idare övülürken kavgalar ve çatışmalar kınanır; insanların bir kısmı öldürülecek, bir kısmı esir olacak, bir kısmını akıbeti iyi, bir kısmının akıbeti kötü olacaktır. İnsan türünde sürekli ve çetin savaşlar devam edecek, bütün bölgelerde fitneler ortaya çıkacak, âfetler gelecek, rezâletler ve erdemsizlikler tekrarlanacaktır. İnsanın tasarrufları sınırlı, nefesleri sayılıdır. Onun üzerinde zorlu bir murakıb, yönlendirici ve şâhit vardır. Allah kendisini yarattığı andan itibaren onun işlerini üstlenmiştir ve bu nedenle “Allah bize yeter, ne güzel vekildir O” demeyi emretmiştir. Bu sayede insan Allah’ın nimeti ve memnuniyetiyle birlikte hayat yurdu olan ahirete göç eder. Kendisine bir kötülük veya umutsuzluk temas etmeden oraya geldiğinde es-Subbûh ve el-Kuddûs onu karşılarken (daha önceden yapıp gönderdiği) amelî de asık olmayan mütebessim bir çehreyle sahibini karşılar. O da amelinin temizliğini ve nezihliğini ikmal eder, amelin ağırlığı, vakarı ve saygınlığı kendisine döner. Böyle bir insan (cennet) ehlinin bahçelerinde amelinin meyvesini devşirir.
Bunlardan birisi de iki yüz doksan üçüncü bölümden “Delil ağırın hareketindedir.
No Comments