Seçtiğim üç gazete yazısından alıntıladığım sözler
“(…) Tarihten ibret almak, bir bakıma kişinin tövbesiyle ilişkilendirilebilir.
Kişi nasıl tövbe ile kişisel hayatında bir tarihî kırılma yaşıyorsa, tarihte de ibret bazen ihmalî, bazen icraî nitelikte olmak üzere o tarihi bir kere daha yaşamak istemediğimizi ifade eder. İbret tarihin kendisinde değil, onu yazanın dünya görüşünde ortaya çıkar…” (Rasim Özdenören, Yeni Şafak, 09.08.2018, “Tarih:Çatışmalar toplamı” başlıklı yazısından)
“(…) Henüz tecrübe edilmemiş bir hayata heyecanla bakan çocuğun penceresi, dünyadan daha fazlasına açılıyordu. O pencerenin bize dünyadan daha büyük bir görme kabiliyeti bahşettiğini evimizden dışarıya çıkınca anladık. Geri dönüşü olmayan bir ayrılıktı bu. Her günün sonunda geri dönüyor olsak da; evin artık aynı ev olmadığını, penceresinin aynı yere bakmadığını anlamamız çok sürmedi. Ev aynı ev, pencere aynı pencereydi belki… Ama insan öyle mi? O her gün biraz daha azalarak dönüyordu evine. İçinde sızısı gittikçe büyüyen bir pencere hayaliyle… (…)” (Gökhan Özcan, Yeni Şafak, 09.08.2018, “İçine kapanan pencere” başlıklı yazısından)
“(…) Şu söyleniyor: “Dünya artık iklim tehlikesi bakımından geri dönülemez noktaya geldi, kritik eşik aşıldı aşılıyor. Artık topluca, bütün dünyanın harfiyyen uyacakları bir doğal işleyiş biçimi hayata geçirilse bile, dünyanın içine girdiği küresel sera etkisi azaltılamayacak. Buraya kadar, bitti!”
Bölgesel kıyamet sahneleri, heyelanlar, seller, hortumlar, depremler… Liste uzayıp gidiyor.
Yetmezmiş gibi tutuklanıp zulüm gören çocuklar, sedyeyle taşınıp gözaltına alınan ve nereye götürüldüğü bilinmeyen ihtiyarlar, son bir ayda atılan varil bombalarında öldürülen çocuklar, kadınlar, siviller… Kudüs, İdlib, Arakan… (…)
Gece uyumadan önce şöyle bir dolaşıldığında son dakika felaket haberlerini üzerimize bir yorgan gibi almak.
Ve sabahleyin açılan ajanslardan üstümüze fırlayan yeni günün felaket haberleri.
Ama tatil bölgelerindeki bütün oteller dolu
Ama işte biraz daha buz alabilir miyiz lütfen. (…)” (Mevlana İdris, Karar, 09.08.2018, “Aşırı sıcak ve kritik eşik” başlıklı yazısından)
Mevlana İdris‘in aynı yazısından bir de şu bölüm:
Su gibi aziz olsunlar
18-08/08/ekran-resmi-2018-08-08-205814.png
İHH’nın başı çektiği bir insanlığa yardım ordumuz var.
Bu ordu, dünyada bir numaraya oturan bir ordu. Her türlü savaş, doğal afet ve benzeri zor zamanlarda dünyanın neresi, hangi rengi olursa olsun sağına/soluna bakmadan “ben varım” deyip yardıma koşan; arama kurtarma, tahliye, sağlık, gıda, sıcak ekmek/aş dağıtan bir gönüllüler ordusu. Hepsiyle ne kadar iftihar etsek az. (…)”
No Comments