Gökhan Özcan’ın bir dergi yazısından bir bölüm…

 

İzdiham dergisinin Şubat-Mart 2016 /21. sayısında çıkan Gökhan Özcan‘ın “Dünden Önceki Yarın” başlıklı yazısından bir bölümü alıntılayacağım. Düşünelim, olabilirse, diye.

“(…) Bugünden çok sonraki bir zamandaymışız. Bugün azalmakta olan her şeyin bittiği bir zamanda. İnsanlık bugünden o güne taşınırken arada birçok anlam veremeyeceğimiz şey olmuş ve olmaya da devam ediyormuş. Mesela her şey daha da hızlanmış ve herkes adeta kendi hızının sarhoşu olmuş. Herkes kendi döngüsünün içinde kaybolmuş. Hiç kimse kendinden haber alamıyormuş. İnsanlar kendilerini arıyor, yerinde bulamıyormuş. Hatta duvarlara, kapılara, camlara, dijital panolara, ne işe yaradıklarını bugünden bilemeyeceğimiz birtakım acayip direklere kendi kayıp ilanlarını asıyormuş birçok kişi. Her gün yanından geçip gittikleri halde ilandaki kişinin kendileri olduğunun farkına varmıyormuş sonra hiçbiri. Hiçbir şeyin kalıcılığı yokmuş zamanın içinde. Sanki o döngünün içinde her sabah insanların kabuğu yarılıyor ve içinden bir yabancı çıkarak hayatın geri kalanını o yaşıyormuş. Tırtılın kelebek olması gibi. Ama o kadar iç açıcı değilmiş tabii manzara. İnsanlar, ne eskiden oldukları şeyi tam olarak unutabiliyor, ne yeni oldukları şeyi, tam benimseyebiliyormuş. Hiç kimse tam olarak hiçbir şeyin farkında olamıyormuş. Hiçbir şeyi tam olarak anlayamıyormuş. Hiçbir şeyi tam olarak bilemiyormuş. Sanki kafaları hep meşgulmüş. Hep doluymuş kafaları, tıka basa doluymuş.
Kim bilir neyle? (…)”

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked