İmâm-ı Âzâm’ın Tesbih Duasının anlamı

 

İmâm-ı Âzâm Ebû Hanife, Cenâb-ı Hakk’ın tecellîsini yetmiş bin perde arkasından doksan dokuz gece rüyasında görmüştü. Nihayet yüzüncü gece gördüğünde sordu: “Yâ Râb! Bizler çok günahkâr kullarız, bunu itiraf ediyoruz. Bâri biraz birşey öğret de onu yapıp affına hak kazanalım” dedi. Bir rivâyete göre de: “Yâ Rabbi, bizi mahşer sıkıntısından kurtaracak şey nedir?” dedi.

Cenâb-ı Hak da, bu tesbih duasının sabah akşam birer defa okunmasını öğretti.

“Devamlı olan, ebedîliğinin sonu olmayan, tüm eksiklerden arı (tertemiz) olan Rabbimi tesbih ederim. O yüce Mevla’mı hatırlar, anarım, gece-gündüz yâd ederim. Bir tek olan Allah’ı tesbih ederim. Hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’ı tesbih ederim.”

“Direksiz gökleri yükseltip tutan Allah’ı tesbih ederim. Yeri, donmuş su üzerine döşeyen Allah’ı tesbih ederim. Tüm mahlûkâtı (yarattıklarını) yoktan var eden, yaratan, sayılarını bilen Allah’ı tesbih ederim. Tüm canlıların rızıklarını taksim edip hiç kimseyi unutmayan Allah’ı tesbih ederim.”

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked