İsmet Özel’in “Millî Bölünmelerden Kaçış” başlıklı yazısından alıntılar
Bu yazı, İsmet Özel‘in, İstiklâl Marşı Derneği internet portali’nde, “Pergelin Yazmaz Sivri Ucu” üst-başlığı altında çıkan, 6 Rebiül evvel 1442 (23 Ekim 2020) tarihli, “Millî Bölünmelerden Kaçış” başlıklı yazısının birkaç yerinden yapılan alıntılamalardan oluşacak.
“Gözlerimizi kısıp uzaktan bakınca kazasız belâsız yaşamak isteyenlerin günlerini ortalamadan şaşmadan geçireceklerini söyleyebiliriz. Ortalamanın nasıl bir şey olduğuna karar vermenin günden güne çapraşık bir durum arzettiği günde böyle bir cümleyi kaleme almak da cesaret işi. (…)
Nasılsın sualini yuvarlanıp gidiyoruz işte şeklinde cevaplandıranlar can yakıcı sürtünmelerden kendilerini sakındıranlar olsa gerek. (…)
(…) Kapitalizmin yani sermaye yüklü sınıfın bütün yakınlıklara yön verdiği dönem açılmadan önce her topluluk kendini diğerlerinden ayıracak hususiyetlere sığınıp bir kavim karakteri ele geçirmiştir. Bu sapma onların müşterek geleceğinden söz etmemizi de imkânsızlaştırıyor. (…) Türkleri ve Amerikalıları hangi vasıflarıyla değerlendireceğiz? İslâm’a yerküre üzerinde hangi varoluş tarzı yakışıyorsa Türkler o tarzı tecessüm ettirmekle bir kavim karakteri edinmişlerdir. Türk’ü İslâm’dan, İslâm’ı Türk’ten ayırın geriye ne Türk kalır, ne İslâm. Amerikalıyı paradan, parayı Amerikalıdan ayırın geriye ne Amerikalı kalır, ne para. Nasıl İslâm’ın hükümranlığı Türk hükümranlığı olarak anlaşıldıysa sermayenin hükümranlığı da Amerikan hükümranlığı olarak görüldü. Öyle idi de.
Tarihi kof bir anlatı kılmak ve öyle kalmasını temin suretiyle dünya hayatlarını âbâd etmek isteyenler Türklerin yaşadığımız topraklara makul bir yerden (Orta Asya olabilir mi?) ithal edildiği fikriyle (Türkleri ithal etmekten daha cazip ne olabilir?) zihin konforuna kavuşmuşlardır. (…)
(…) Türklük ve Amerikalılık dünyanın çeşitli sebeplerle sürükleyip bir yere yığdığı mütecanis bir topluluğu ifade etmez. Bilakis Türküm veya Amerikalıyım diyen herkes (olabileceği halde) kendilerinden biri olmayan herkesi var-olma sebeplerini sorgulamağa iter. (…)”
No Comments