” ‘Kendine gelme’ yeryüzündeki yaratıklar arasında yalnızca insana mahsustur.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında İNSANDAN İNSANA İNSANCA başlığıyla çıkan yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi,org.tr / IsmetOzel?Id= 218& / Katld=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (bunlardan o yazının başlarından bir cümle bu yazının başlığını alıntı olarak teşkil ediyor) bu yazıyı oluşturacak.

“İnsan şuuru demekle insanın nesneyi algılamada bir başka insanla kurduğu anlaşım alanını kastediyoruz.”

“Her ne kadar fillerin ve kedilerin kendi ölümlerini hissettiklerim varsaysak da ölüm hayvanların bilgi alanına girmez.”

“İnsanın düşünme katmanına ulaşması için önce kendine gelmesi lâzım.”

“Mantıklı bilinmek has düşüncelere kavuştuğumuza delil olmaz.”

“Batı” kelimesiyle andığımız âlem varlık belirtisi gösterdiğinden bu yana kendine “Hayatım yaşanmağa değer miydi?” sualini değil Sormak, bu sualin yakınından bile geçmemiştir.”

“Biz ‘Batılı olmayanlar’ın Batı’yı eleştirmeği Batılılardan öğrendiğimiz doğru. “Hatamız ve bütün hatalarımız birer faşist, birer Nazi, birer Komünist olarak kendi dayanak noktamızın ‘Aydınlanma düşüncesi’ olduğunu kabulden doğmuştur. Dolayısıyla harekete Batı Medeniyetine temelde borçlu olduğumuz fikriyle geçtik. Faşistler halk yığınlarına Roma Medeniyeti’nin ihyasını vaat etti. Naziler Almanlara bin yıllık hayat sahası sağlamak için uğraştıklarını söylüyorlardı. Hitler daha ikinci dünya savaşı patlak vermeden Alman kolonilerinin iadesi gerçekleşirse ortada tartışılacak konu kalmayacağını iddia ediyordu. Komünistler dünyanın altıda birinde gerçekleşen ihtilâlin dünya ihtilâline dönüşmesinin eli kulağında olduğu görüşünde idiler. (…) Bugün dünyanın iki yerinde sıcak savaş var. Biri Ukrayna’da, diğeri Gazze Şeridi’nde. Dünyanın resmî yetkesi bütün gücüyle Ukrayna’ya destek oluyor. Tek istedikleri Rusya’nın savaş suçlusu olarak ilân edilmesidir. Dünyanın resmî yetkesi İsrail’e desteğini bütün gücüyle sunmaktan geri durmuyor. (…) Türkiye Cumhuriyeti bütün bu işlerin göbeğindedir. III. Selim saltanatından bugüne kadar Türklerin hükümran oldukları saha Batı’nın artıklarından istifade dışında başka bir işle meşgul olmadı. CHP Atatürk’ün yolundan gitmeği yerel seçimlerdeki baş şiarı olduğunu ilân etti. Bunun bir sefalet olduğunu dile getiren yok. (…) Süleyman Demirel “Türkiye nereye gidiyor?” sualini şu şekilde cevaplamıştı: “Dünya nereye gidiyorsa oraya”. (…) Batı Rusya’ya savaş suçlusu lekesi sürebilecek mi? Buna ihtimal veremiyorum. Çünkü zamanında Rusya yolunu Ortodoks olarak Batı’dan ayırmıştı. (…) İsrail Dünya Sistemi’nin dünyayı hamur gibi yoğuramadığını anlatmakta gecikmedi. (…) İnsandan insana insanca şeyin Diyar-ı Rûm’un Dar-ül İslâm haline gelişinde saklı olduğunu tarihi yeniden yorumlayarak anlamalıyız. Türklerin hükümran olduğu yöreler dünyada eşi benzeri görülmemiş bir başarının timsalleridir. (…) SSCB’nin “barış içinde bir arada yaşama” siyaseti birliğin haritadan silinmesiyle sonuçlandı. Yani kapitalizmi silahla değil tereyağıyla yenecekleri şiarı yersiz bir şişinmeydi. (…) Söylediğim kendimiz olan şeyin bilhassa yazımız olduğudur. (…) Gözümüzü faydaya diktik mi ki? “

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked