Kur’ân-ı Kerîm’den (Tevbe sûresi) meâlen(anlam olarak) sekiz âyet-i kerîme
“(münâfıklar kasdedilerek) Sizden öncekiler gibisiniz ki, onlar kuvvetçe sizden daha çetin, mal ve evlâtça sizden daha çok idiler. Onlar dünya hayatından nasipleri kadar zevk sürmeye bakmışlardı. İşte sizden öncekiler nasıl nasipleri ile zevk sürdülerse, siz de öyle nasibinizle zevk sürmeye baktınız. Siz de onların daldığı gibi daldınız. Onlar öyle kimselerdir ki, dünyada da âhirette de amelleri (yapıp ettikleri) boşa gitmiştir. Ve işte bunlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.” (Tevbe, 9/69)
“Fakat o peygamber ve onunla birlikte bulunan mü’minler (O’nun Allah’ın resûlü olduğuna ve kendisine indirilen âyetlere inananlar) mallarıyla, canlarıyla cihâd ettiler (savaştılar). İşte onlar! Bütün hayırlar onlarındır. Onlar (inançları ve eylemleriyle) umduklarına kavuşanların ta kendileridir.” (9/88)
“Allah’a ve Resûlüne sâdık kalmak şartıyla ne zayıflara, ne hastalara, ne de sarfedecek bir şey bulamayan fakirlere savaştan geri kalmakta bir günah yoktur. İyilik edenleri de (ayıplamaya) bir yol yoktur. Allah çok bağışlayıcıdır, merhametlidir.” (9/91) “(Ayıplamaya) yol ancak o kimseleredir ki, zengin oldukları halde (yurtlarında kalmak / savaşa gitmemek için) senden izin isterler. Bunlar (mâzeretli olup geri kalanlarla beraber olmaya) rıza gösterdiler. Allah da kalplerini mühürledi. Artık onlar (âkıbetlerindeki cezayı) bilmezler.” (9/93) “(Seferden)onlara döndüğünüzde size özür beyân edeceklerdir. De ki, boşuna özür dilemeyin. Size kesinlikle inanmıyoruz. Allah bize (hâllerinizden birçok) haberler vermiştir. (Bundan sonraki) hareketlerinizi de Allah, Resûlü ile beraber görecektir. (En) sonunda gizliyi ve âşikârı bilen (Allah)a döndürüleceksiniz de O size neler yapıyordunuz, (hepsini) haber verecektir.” (9/94)“Kendilerinden razı olmanız için size yemin edecekler. (Fakat) eğer siz onlardan razı olursanız şüphesiz Allah o fâsıklar (yoldan çıkmışlar) gürûhundan razı olmaz.” (9/96)
“Bedevîlerden öylesi vardır ki, (Allah yolunda) harcayacağını bir angarya sayar ve (ondan kurtulmak için) sizin üstünüze belâlar gelmesini bekler durur. O belâlar kendi başlarına olsun! Allah hakkıyla işiten, kemâliyle bilendir.” (9/98)
“Bedevîlerden öyle adam da vardır ki, Allah’a ve âhiret gününe inanır, harcayacağını Allah yanında yakınlıklara ve o peygamberin dualarına (vesile) edinir. Haberiniz olsun ki, bu onlar için gerçek bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine koyacaktır. Şüphesiz ki Allah çok yarlıgayıcıdır, çok esirgeyicidir.” (9/99)
No Comments