Merhum Mehmet Akif’in hayatına dair Prof.Dr. İsmail Kara’nın yazısından(DerinTarih,Sayı:165/ Aralık 2025) alıntılar

 

Prof. Dr. İsmail Kara’nın bu yazısı başındaki şu anlamlı cümlesiyle başlıyor: “Akif’in hayatını bir şair, düşünce ve mücadele adamının, bir ahlâk abidesinin hayatı olarak yazmaya çalıştım.” Munise Şimşek’e söyledikleri de şöyle:

Türkiye’de üzerine en fazla çalışma yapılan isimlerden biri olmasına karşın Akif biyografilerinde tüm dişliler yerli yerine oturmuş, tüm halkalar tamamlanmış değil. Geçen ay yayımlanan Mehmet Akif Ersoy: Şair Bir Mütefekkirin Dünyası adlı çalışma millî şairimizin üzerinde gölgelerin dolaştığı yönlerine ve özellikle de entelektüel biyografisine katkıda bulunmaya matuf. Vefatının 89. Sene-i devriyesinde hem Mehmet Akif’i yâd etmek hem de kitap hakkında daha ayrıntılı bilgi almak amacıyla yazarı Prof. Dr. İsmail Kara ile sohbet ettik. Konuşan Munise Şimşek Fotoğraf Mehmet Özçay

Siz Akif hakkında birçok metin kaleme aldınız ama bunlar daha ziyade onun fikir dünyasına ve eserlerine dairdi, şimdi ise bir biyografi kaleme aldınız. Bu planladığınız ve yıllar içinde hazırlığını yaptığınız bir çalışma mıydı?

Tespitiniz esas itibariyle doğru. Benim Akif çalışmalarım ağırlıklı olarak onun düşünce dünyası etrafında teşekkül etmişti bugüne kadar. İstiklal Marşı üzerine düşünce tarihi zaviyesinden bir kitap neşrettim. Asım kitabının şerhi başta olmak üzere bir iki metin daha yazacağım kısmet olursa. Bir de Türkiye’de İslâmcılık Düşüncesi’nden itibaren metinlerine dair derlemeler yaptım. Yakın senelerde bir talebemle birlikte vefatından sonra ona dair yazılan metinleri derledik. Sessiz Yaşadım adıyla ve hacimli bir kitap olarak neşredildi. Ayrıca onun her türden görselleri üzerinde de bir miktar çalıştım, çalışıyorum. Ama bunlar arasında onun biyografisini yazmak yoktu. Kitapların da bir kaderi, bir hikâyesi var; bizimle beraber, bizden ayrı…

Peki hocam nedir o hikâye?

Akif’in yüksek tahsilini yaptığı Baytar ve Ziraat Mektebi’nin arazisi üzerinde kurulan bu okulun tarihî binasını da kullanan Zaim Üniversitesi kendi hafızasını oluşturmak için bir iki kitap hazırlatıp yayınlamağa niyetlendi. Normal olarak bunlardan biri de Akif’e dair olacaktı. Bu ders yılı başına kadar orada hoca olduğum için bu kitabı bana teklif ettiler. Zevkle kabul ettim -laf aramızda Mehmet Akif ve Nurettin Topçu ile ilgili teklif ve davetleri mücbir sebep yoksa geri çevirmeyiz- ve bu kitap ortaya çıktı.

Akif ülkemizde en çok çalışılan isimlerden biri. Gerçekten yeni bir biyografiye ihtiyaç var mıydı?

Haklı ve yerinde bir soru. Vefa göstermek ve hakkı teslim duygusuyla söyleyelim; Akif’in sağlığında basılan Süleyman Nazif’in eseri dışta tutulursa, vefatının hemen akabinde telif edilen ve yayımlanan Eşref Edib’in, Mithat Cemal’in, -çok geç basılan- Hasan Basri Çantay’ın hacimli eserlerinden itibaren Mehmet Emin Erişirgil’in, Fevziye Abdullah Tansel’in, yakın zamanlarda Ertuğrul Düzdağ’ın, Alim Kahraman’ın biyografi çalışmaları neşredildi. Ayrıca Cemal Kutay, Beşir Ayvazoğlu, Dücane Cündioğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu Akif’in hayatının bazı dönemlerine eğilen çalışmalar yaptı.

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked