“Ölmeden evvel ölün”

 

Mevlânâ’nın (d.1207-v.1273) Mesnevî adlı eserinin Peygamberin “ölmeden evvel ölün” hadisinin tefsiri başlıklı bölümünden sözler aktaracağım. Kendim için de, ihtiyaç duyanlar için de düşünmeye yol açması niyetiyle…

Bu günün önemsediğim gazete yazılarından…

 

“(…) Varlığın değeri; gâliba biraz da bıraktığı boşlukta ortaya çıkıyor. Sayısız inancı, farklılığı kuşatan, barış içinde yüzlerce sene yaşatan ve herbirinden devşirdiği incelikleri içeren bir medeniyet yaratan Osmanlı’nın değerini, bıraktığı boşlukta daha derinden hissetmiyor muyuz?

Beş Hadis-i Şerif

 

Ahmed Ziyâüddin Gümüşhanevî’nin (k.s.) [d.1813-v.1893] Râmuz el-Ehâdis (Hadisler Deryası) adlı eserinden [Mütercim: Abdülaziz Bekkine (k.s.), Cilt:2, Gonca Yayınevi-Laleli/İstanbul, Basım: 2014, ISBN: Takım 978-605-4816-11-8, 2.cilt 978-605-4816-13-2] beş hadis-i şerif aktaracağım. Hadislerden sonra belirtilen isimler o hadisleri rivayet edenlerdir (Raviler). Köşeli parantez açılarak verilen bilgiler bana aittir. Bir de hemen altta parantez açarak bir açıklamayı not olarak ifade etme gereği duydum.

“Laikleşemeyen laiklik”

 

Başlıktaki ifadeyi M. Şükrü Hanioğlu’nun bugün çıkan yazısının (Sabah, 08.05.2016) başlığı olarak alıntıladım. Bu yazıyı, bazı alıntılarla, merak duyabilecekleri haberdar etmek ve yazarın “laiklik ile inanç özgürlüğü arasındaki hassas dengenin nasıl korunacağı ve dinî alanın kimin tarafından düzenleneceği konularında düğümlendiğini” düşündüğü “aslî sorun”un yaygınca anlaşılmasına katkıda bulunmak niyetiyle paylaşmak istedim.

“Sual: Ne zaman Türk toprakları elden gitti? Cevap: Türk sanatı gözden çıkarılınca”

 

Şair İsmet Özel’in bir süredir İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde her hafta Cuma günü “Dil ile İkrar” yazı serisinden bir yazısının yayınlanmakta olduğu biliniyor. Yukarıdaki başlık bugün yayınlanmış olan yazıya ait.