Okuduğum ve dikkatimi çeken iki gazete yazısından kısa birer bölüm…

 

“(…)Modern iddia, adâletin eşitlik üzerinden inşa edilme iddiasıdır. Yâni, “eşitlik” hissi doğurmayan hiçbir siyâsal pratik âdil sayılmayacaktır.

Bir karşıt duruşun söylettirebildiği…

 

Cengiz Çandar’ın yazılarını okuyanlar son yıllarda onun amansız bir AK Parti iktidarı ve 2014 yılında halk tarafından Cumhurbaşkanı seçilmesinden bu yana Tayyip Erdoğan karşıtı olduğunu bilirler. Her fırsatta bu karşıtlığını tezahür ettirir. İlk bakışta ve satırlarda son Bürüksel’de vuku bulan insanlık dışı terör olayına dair gözüken bugünkü yazısı esas olarak ve ilk satırları müteâkip daha geniş bölümünde bu karşıt tavrın belirgin olarak yansıdığı bir özellik taşır.
Aşağıda söz konusu bu yazıdan sadece bazı alıntılar sunacağım. Kendi ifadelerinden kolayca anlaşılacaktır bu karşıtlığın ne menem bir hırs ve kinle karakterize bir karşıtlık olduğu… Böylesi bir karşıtlığın insana bunları söylettirebildiği… Alâkasız ve anlamsız değerlendirmeleri yaptırdığı, farklı konuları bir araya getirttiği… Mesela Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Avrupa’da olabilecek benzer eylemleri IŞİD’den kesinlikle beklemediğine, sadece Kürt örgütlerinden beklediğine dair anlamsız bir iddiayı ileri sürdürebildiği…

Kâğıda basılı olmasa da bir gazetede biz de yazdık…

 

Üç yıldır Radikal Blog’da yazıyorum. Binin üstünde yazım çıktı. Üstelik bu gazetenin kâğıt baskılı durumunun tamâmen sona ermesinden, sadece internet üzerinden yayın yapan bir duruma gelmesinden sonra blog yazarı olanlardanım (Blog yazarlığı ondan önce de var mıydı, bilgim yok ama var olduğunu hesaba katarak böyle dedim). Yani gazetenin, köşe yazıları denilen yazılarınının da internetten okunduğu bir döneminde blog yazılarım çıkmış oldu Radikal’de.

Gökhan Özcan’ın bir dergi yazısından bir bölüm…

 

İzdiham dergisinin Şubat-Mart 2016 /21. sayısında çıkan Gökhan Özcan‘ın “Dünden Önceki Yarın” başlıklı yazısından bir bölümü alıntılayacağım. Düşünelim, olabilirse, diye.

“Türkiye kravatlı bir Afganistandır!”

 

A.M.Celâl Şengör’ün “BİLGİYLE SOHBET Popüler Bilim Yazıları” (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) adlı derlemesi kitap olarak çıkınca, Gamze Akdemir Cumhuriyet Kitap Eki’nde (09 /05/ 2014) kendisiyle konuşmuş. O konuşmanın başlığını bu yazıya da başlık yaptım. Baştan belirteyim: Celâl Şengör’ü yaklaşık on yıl öncesine kadar ilgiyle ve merakla izlerdim. Bazı görüşlerine katılmasam da dünya çapında önemli bir bilim insanı olmasını gözönüne alarak Cumhuriyet Bilim Teknik(Teknoloji) Eki’nde çıkan yazılarının ve yayınlanan kitaplarının sıkı bir tâkipçisiydim. On yıldır kendisine dönük merakımın ve ilgimin bir hayli azalmasına, bazı konulardaki yaklaşım ve görüşlerini ‘uçuk’, ‘zırva’, ‘saçma’ diyebileceğim kadar kabul edilemez buluşum sebep oldu. Bu yeni kitabının yayınlandığını yeni öğrendim mesela. Ama bu kitap üzerine kendisiyle yapılmış bu söyleşiyi okuduğumda belli bazı konularda yaklaşım ve fikirlerinde bir değişme olmadığını, aynı minval üzere heyecanını korur biçimde yoluna devam ettiğini görüyorum. Bu yazımı onun bu söyleşide dediklerinden yapacağım bazı alıntılar oluşturacak. Bunların içinde haklı bulduklarım da var ama katılmadığım, zırva bulduklarım da var. Alıntıladığım cümleleri için, en kısa biçimde katılıp katılmadığımı, zırva buluyorsam bunu belirteceğim.
Başlıyorum.