Şuarâ(Şâirler) Sûresi’nden anlamlarıyla bazı alıntılar

 

1- Tâ, Sîn, Mîm. 2- Bunlar (hakkı) açıklayan kitabın âyetleridir. 3- (Mekkeliler iman etmeyecekler diye) sen (yâ Muhammed) âdeta kendine kıyacaksın! 4- Biz dilersek onların üzerine gökten bir âyet indiririz de, boyunları eğilekalır (O zaman hemen iman ederler). 6- Evet Kur’anı yalanladılar. Ama onlara yakında o alay ettikleri şeyin haberleri gelecektir. 7- (O kâfirler) yeryüzüne bakmadılar mı? Biz orada her çeşit bitkiden nice çiftler bitirdik!.. 10,11. Hatırla ki, bir vakitler Rabbin Mûsa’ya “O zalimler topluluğuna, Fir’avn’ın kavmine git. Hâlâ sakınmayacaklar mı?” diye nidâ etmişti. 12- Mûsa, “Ey Rabbim! Doğrusu korkarım, beni yalanlarlar. 13- Benim de bundan göğsüm daralır; dilim açılmaz. Onun için Harun’a da peygamberlik ver. 15- (Allah Teâlâ buyurdu ki): “Hayır! İkiniz de hemen mucizelerimizle gidin! Muhakkak biz sizinle beraberiz; işitiyoruz. 17- İsrâil oğullarını bizimle beraber (Şam’a) salıvereceksin! 18- (Fir’avn), “Biz seni yeni doğmuş (çocuk) iken aramızda büyütmedik mi? Sen ömründen hayli seneler bizim aramızda kalmadın mı? 19- O yaptığın işi de (Kıbti’yi öldürme) yaptın. “O hâlde sen nankörlerdensin!” dedi. 20- (Mûsa) “O işi yaptım ama ben o vakit câhillerden idim. 21- Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Nihayet Rabbim bana hüküm ihsan buyurdu ve beni peygamberlerden (biri) yaptı. 22- “Başıma kakmakta olduğun o nimet de, İsrail oğullarını kendine kul (köle) edindiğin içindir..” dedi. 23- Fir’avn, “Bu âlemlerin Rabbi de ne?” dedi. 24- (Mûsa), “Eğer yakînen anlarsanız, göklerle yerin ve aralarında bulunan her şeyin Rabbidir.” dedi. (…) 28- (Mûsa), “O, doğu ile batının ve aralarındaki her şeyin Rabbidir. Eğer aklınız varsa (anlarsınız!)” dedi. 29- (Fir’avn), “Yemin olsun! Eğer benden başka bir ilâh tanırsan, seni mutlaka zindanlıklardan ederim!” dedi. 30- (Mûsa), “Sana, açıklayıcı bir delil (mûcize) getirirsem de mi?” dedi. 31- (Fir’avn), “Eğer doğru söyleyenlerden isen, hemen getir onu!” dedi. 32- Bunun üzerine (Mûsa) asâsını bıraktı. Bir de ne görsün! Asâ, açıkça bir ejderha oluverdi! 33- Bir de elini çıkardı, o da bakanlara bembeyaz (nurânî bir el) kesiliverdi.     (…) 34- Fir’avn, cemaate, “Bu gerçekten bilgiç bir büyücü imiş!   35- Sizi, büyüsü ile yerinizden çıkarmak istiyor. Şimdi ne emredersiniz?” dedi. 36- Onlar, “O’nu ve kardeşini tut (eğle)! Şehirlere de toplayıcılar gönder de, 37- Sana bütün bilgiç sihirbazları getirsinler!” dediler. 38- Böylece belli bir günün belirlenen vaktinde bütün sihirbazlar biraraya toplandı. 39- Halka da “Siz de toplanacak mısınız?” denildi. 40- “Eğer (adamlarımız) galip gelirlerse, umarız biz de (kendi sihirbazlarımız)a tâbi oluruz..” (denildi). (…) 43- Mûsa büyücülere, atın ortaya ne (marifet) atacaksanız!” dedi. 44- Onlar da hemen iplerini, sopalarını ortaya attılar ve “Fir’avn’ın ululuğu hakkı için bizler, hakikaten bizler galipleriz.” dediler. 45-Bunun üzerine Mûsa asâsını bırakıverdi. Bir de ne görsünler! O bütün uydurduklarını yutuyor!.. 46- Büyücüler hemen secdeye kapandılar. 47-48- “Biz, âlemlerin Rabbine, Mûsa ile Hârun’un Rabbine iman ettik” dediler. 49- Fir’avn, “Ben size izin vermeden ona iman ettiniz hâ! Şüphe yok ki, size büyü öğreten ustanız o imiş. Ama yakında bileceksiniz. Çaresiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi mutlaka asacağım!..” dedi. 50- Büyücüler, “Bize zarar yok! Biz Rabbimize döneceğiz. 51- Biz, iman edenlerin ilki olduğumuzdan, Rabbimizin günahlarımızı bağışlayacağını umarız.” dediler. 52- Mûsa’ya, “(İman eden) kullarımla geceleyin yürü. Çünkü takip edileceksiniz.” diye vahyettik. (…) 57- Böylece onları bahçelerden, pınarlardan; 58-Hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. 59- İşte böyle! Ve onlara İsrâil oğullarını mirasçı yaptık. 60- Nihayet güneş doğarken (Fir’avn ve ordusu), arkalarına düştüler. 61- Vaktâ ki, iki taraf birbirini gördü. Mûsa’nın adamları, “Biz muhakkak yakalanıyoruz” dediler. 62- Mûsa, “Aslâ! Rabbim benimle beraberdir. O bana yol gösterecektir!” dedi. 63- Bunun üzerine Mûsa’ya, Asân ile denize vur!” diye vahy ettik. (Vurunca), deniz yarılakaldı. Her parçası kocaman bir dağ gibi oluverdi. 64- Ötekileri de buraya yanaştırdık. 65- Mûsa’yı ve beraberindekilerin hepsini kurtardık. 66- Sonra ötekilerini boğduk. 67- Elbette bunda bir ibret vardır. Böyle iken çoğu imana gelmedi. 68- Hiç şüphesiz senin Rabbin güçlü, merhametlidir.

.

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked