Filistin Posts

“Yedi Güzel Adam”dan vefât eden “Nuri Pakdil” üzerine yaşayan Rasim Özdenören yazdı

 

“Yedi Güzel Adam” dan bu dünyadaki yaşamı sona erip iki gün önce ebediyete intikal eden Nuri Pakdil hakkında, onlardan hayatta olan ve kendisine, yakınlarına Allah’dan sağlıklı, hayırlı ömürler dilediğim Rasim Özdenören’in bu gün bir yazısı çıktı. “Nuri Pakdil” başlıklı o yazının (Yeni Şafak, 20 Ekim 2019) birkaç yerinden alıntılar sunacağım.

“(…) Her şey biter, çıplak hakikat yüzümüze şamar gibi iner… Son dönemlerde sağlığı yerinde olmamasına rağmen morali yerindeydi. Cerbezeli tavrını yitirmemişti. Canlı şevkli neşeli idi… Ziyaretine gelen konuklarına bir ara kendisini ilk kez nerede nasıl tanıdıklarını yazıp yazdıklarını göndermelerini istemişti. Bilmiyorum, o talebi yerine getiren oldu mu?”

Biri bir kitaptan, diğeri bir gazete yazısından iki alıntı

 

Muhyiddin İbn Arabî‘nin eseri Fusûsu’l-Hikemin Ahmed Avni Konuk tarafından yapılan tercüme ve şerhinin latinize olarak Prof. Dr. Mustafa Tahralı ve Dr. Selçuk Eraydın’ın yayına hazırlamış oldukları dört cildinden “Fusûsu’l-Hikem Tercüme Ve Şerhi-I (7. baskı, M.Ü.İ.F.V.Y., İstanbul, 2017) s.94’den, daha da kolay anlaşılması için bazı kelimelerin bilinen karşılıkları verilerek yapılan alıntı:

“Bilinsin ki salât Allah tarafından rahmet, melekler tarafından istiğfar, ve kul tarafından duâ ve huzû’dur(tevazu’, alçak gönüllülük). İlâhî rahmet her şeyin isti’dâdı ve talebi hasebiyle o şeye ilişir. Dolayısıyla rahmet, âsîler ve günahkârlar üzerine Hak tarafından afv ve mağfiret ile tecellîdir. Ve afv ve mağfiretten sonra kul cennetle nimet ve varlık içinde olur. İtaatkâr ve sâlih olanlar üzerine cennet ve rızâ ve likâ (kavuşma, görme) haktır ki, bunlar da gözler görmedik, kulaklar işitmedik ve beşer kalbine hatıra gelmedik ilâhî nimetlerdir.

M.Şükrü Hanioğlu: “Donald Trump’ın Kudüs kararı, Evanjelist tabanı tatminin ötesine geçen bir düşünsel arka planın ürünüdür.”

 

Değerli ve seçkin akademisyenlerimizden M. Şükrü Hanioğlu‘nun, dünyanın gündemindeki ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs kararı konusunda kaleme almış olduğu “Topraksız bir halk, halksız bir toprak” başlıklı önemli yazısının (Sabah, 17.12.2017) üç yerinden birer alıntı sunacağım.