hassasiyet Posts

“Salih hayat iz bırakmaz.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesinde “İslâmla Damgalanmış Varoluş” üst-başlığı altında çıkan “Keskin Sirke Küpüne Zarar” başlıklı ve 4 Ramazan 1442(16 Nisan 2021 tarihli yazısının (http://istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=68&KatId=3) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalardan ibaret olacak bu yazı. Alıntılanan cümlelerden biri bu yazının da başlığını teşkil etti.

“(…) Her yaşımda haddimi bilmeğe özen gösterdiğimi ve taşkınlığın bir mümessili olmadığımı biliyorum. Kibir insan şahsiyetinin en azılı düşmanıdır.  (…)

(…) İnsan olmak insanın kendini tabiî olmaktan uzak tutmasıyla başlar.  (…)
 Buradan varlık karşısında gösterdiğimiz hassasiyetin insan oluşumuzun gereği olduğu hükmüne varırız. İnsandan gayrısından bu hassasiyet beklenmez.

(…) Yaşadığımız toprakların İslamlaşması tarihin bir gerekliliği olarak doğmasaydı Türkler bir vatan sahibi olamayacaklardı. (…)

“Mevcudiyetimizi izah babında zikre değer iki köşe var. Varoluş köşesi, mensubiyet köşesi. Dört köşeden bahsetmiyoruz. Dört dörtlükten hele hiç.”

 

İsmet Özel’in, İstiklâl Marşı Derneği internet sitesinde “Tersinden Edebiyat Tarihi” üst başlığı altında çıkan “Mukaddeme 8” başlıklı yazısı şu cümle ile son buluyordu: “(…) Oysa beyan ile Türk haline gelmekle Türk milletine mensup olma arasındaki mesafeyi ne zaman kapatırsanız o zaman bizzat kendinizin Türk toprağına dönüştüğünü acıyla ve sevinçle görürsünüz.” Bu Cuma günkü (bu günkü) yazısı (Mukaddeme 9) ise şöyle başlıyor: “Sevinç ve acı vereceğini söylediğim değişimin, dönüşümün bir köşesinde “Türk haline gelmek” vakıası, diğer köşesinde ise “Türk milletine mensup olmak” hadisesi bulunduğuna dikkat çekmek isterim.”