İslâm düşünce geleneği Posts

“Evren Tarihi Düşüncesi”

 

CİNS” adlı aylık dergide (Nisan 2020/Sayı:55) çıkan, Prof. Dr. Ömer Türker‘in yeni bir yazı dizisinin ilk yazısının başlığını bu yazının da başlığı olarak alıntıladım. Nasıl olsa bu yazı tamâmen o yazının birkaç yerinden yaptığım alıntılamalardan oluşuyor.

“(…) Bizim bu yazıdan itibaren konuşmak istediğimiz sorunlar, ya doğrudan ya da dolaylı olarak medenî hayatın gerisinde yatan bilimsel bilgiyle ilgilidir. Bu sebeple İslâm düşünce geleneği tabiri burada İslam medeniyetinde bilimsel bilgiyi temsil eden ekolleri ifade etmektedir. Şimdi bu geleneğin karşılaştığı ve hâlâ aşma çabasını sürdürdüğü sorunları incelemeye başlayabiliriz.
Klasik bilim geleneklerinden farklı olarak modern bilimde başarılan şeylerden biri, evren tarihi fikridir. Daha önceki yazılardan da anlaşılacağı üzere filozoflar, kelâmcılar ve mutasavvıfların âleme ilişkin açıklamaları, modern dönemde olduğu gibi tarih düşüncesini barındırmaz. Felsefî evren açıklaması, aklî ve cismanî unsurlarıyla bütün âlemin def’aten (birden -a.a.-) meydana geldiğini söyler. (…) Kelâmcılar âlemin yoktan yaratıldığını düşündüğünden onlara göre âlemin bir başlangıcı, dolayısıyla kaba tabirle hesaplanabilir bir yaşı vardır. (…)

Bir gazete yazısından(F.Beşer) ve o vesileyle twitter’da yapılmış bir açıklamadan(İ.Fazlıoğlu) alıntılar

 

Faruk Beşer’in 15.11.2019 tarihli Yeni Şafak’ta çıkan “Mirasta kadına haksızlık ediyoruz, doğru ama” başlıklı yazısında, yazarın “bir videoda söylenenler” dediği, İhsan Fazlıoğlu’na ait bir kısa konuşma hakkında ettiği kelâma karşılık İ.Fazlıoğlu’nun da twitter’da bu vesileyle yapmış olduğu bir açıklamaya tanık olundu.

Önce Faruk Beşer’in söz konusu yazısının birkaç yerinden alıntılar sunacağım, sonra da bu yazı üzerine İhsan Fazlıoğlu’nun twitter’da yaptığı açıklamadan bazı alıntılar aktaracağım. Karşılaştırmayı ve değerlendirmeyi, bu yazıyı okuyanlar olursa onlar yaparlar.

“(…) Değerli fikir adamı Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu kadrini bilmemiz gereken değerlerimizdendir. Severim, takdir ederim, imkân buldukça okurum, izlerim, düşünen gençlere de tavsiye ederim. (…) Ayıklanmamış gelenekte kaybolmuş, köksüz modernlikle gözü kamaşıp geçmişin birikimini ıskalamış olanlardan değildir. Dolayısıyla söyleyeceklerim onun değerini tenkis etmez. Ama Arapların dediği gibi ‘li-külli cevadin kebve’, yani her cins atın bir sürçmesi olur.

(…) İhsan Hoca’nın söz konusu videoda söylediklerinin özeti şu: Mirasta erkeğe iki kadına bir verilmesi Kuranıkerim’in indiği asırdaki şartlarda makul ve adil bir taksimdi. Ancak günümüzde sosyal hayattaki rolleri değişen erkek ve kadın için bu taksim haksız ve adaletsiz olur. Hükümleri şartlarına göre değerlendirmeliyiz. O şartlar bugün yok. (…)

Önce bugün mirasta kadına zulmedilmekte olduğu bir gerçek. Ancak bu zulüm İslam’dan değil, İslam’sızlıktan, mevcut sosyal ve hukuki yapılanmadan ve geleneklerden kaynaklanıyor. Muhtemelen hemşehrim Fazlıoğlu Karadeniz’deki uygulamaya bakarak böyle bir kanaate varmış olabilir. (…)
İkinci olarak İslam hukukuna göre de kadına bir, erkeğe iki verilir genellemesi oldum olası doğru değildir. Eşit aldıkları, hatta kadının daha fazla aldığı yerler vardır. (…)