şiirin değeri Posts

“Şiir bizi ne kadar teselli ediyorsa kendilik bilgimize o kadar yaklaşıyoruz.”

 

Bir cümlesini de başlık olarak alıntıladığım İsmet Özelin İstiklal Marşı Derneği internet portalinde “Pergelin Yazmaz Sivri Ucu” serlevhası (üst-başlığı -a.a.-) altında çıkan “TAMAMLANMIŞLIK” başlıklı ve 5 Rebiül ahir 1442(20 Kasım 2020) tarihli yazısının birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı. Etkilendiğim ve dikkat çekici bulduğum bu yazıdan nâçizâne olabildiğince kimseyi haberdar etmekten ibarettir niyetim.

‘İslâm’ı severim, dinin bir insicamlı mütalâasıdır ve açık-düşünüşlüdür.’ Bu sözler Aristoteles’ten sonra en büyük mantıkçı olarak anılan Kurt Gödel’e ait. Gödel ispatına ihtiyaç duyulan her şeyin matematikle ispat edilebileceğini ileri sürdü. Daha önemlisi asırlar boyu dört işlem gölgesinde kurulan olanca kuram temelinde yükselmiş yapının içinde bir noksanlık barındırdığını ve her yapının tamamlanmamışlıkla malûl olduğunu gösterdi. (…) Ne işimize yarardı şiir? (…) Yazıldığı çağı ve yazıldığı yöreyi öne çıkarmadan şiirin bir ‘kendilik-bilgisi’ olduğunu söylersek isabet kaydetmiş olur muyduk? ‘Bir kendilik-bilgisi’ derken insanın kendini öğrenmek üzere çeşitli bilgilere uğradığını, bu uğradıklarından birinin de şiir olduğunu söyleme durumuna düşmek istemiyorum. İnsanın kendini öğrenmek için şiirden başka bir yol araması nafiledir cümlesini sarf etmeği de kendime yakıştıramıyorum. Şiir söylem (cerbeze, discours) karakteri sebebiyle dikkate alınmalıdır. Şairi şair kılan her ne ise o söylemde mukimdir.
(…) Şiir bizi ne kadar teselli ediyorsa kendilik-bilgimize o kadar yaklaşıyoruz. Şiirden teselli kapmamız şairin çektiği ıstıraba yakınlığımızdan doğar. Benim pergelden bahis açmam bu sebepledir. Pergel en kısa yoldan daire çizmemize yardım eder. (…)
Yahudiler her bir Yahudi’nin özünde Tanrı’dan bir parça barındırdığına inanır. Hıristiyanlar insanın Tanrılaşmasına yol göstermek için insan kılığına girmiş bir Tanrı’yı över. Müslümanlar bunların birincisini gazaba uğramış bir kavim olarak görür. İkincileri ise dalâlete uğramışlar topluluğu kabul eder. Sırat-ı müstakim kendi bünyesinde tanrılık aramayanların takip ettikleri yoldur. (…) Küreselleşmenin yerküre üzerinde Batı olmayan küçük bir alan bırakmadığına akıl erdirebiliyorsak hastalıktan hepimiz payımızı almışızdır. (…) Eğer dünya hayatının çekilip çevrilmesinde insanı imtiyazlı bir mevkie yerleştirirseniz Allah önünüze öyle dertler çıkarır ki (çıkarmıştır ki) ‘doğru yol’ değerini kaybeder (kaybetmiştir). (…)