“Türklerin tarih sahnesinde yer almaları bir zamanların Diyar-ı Rûm’unu Dar-ül İslâm haline getirmiş olmalarından ibarettir.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında TÜRK VARLIĞINI HİSSETMEK başlığı ile çıkan 26 Şevval 1443 ( 27 Mayıs 2022) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzelId=124&KatId=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (bunlardan ilki ilk paragrafın üçüncü cümlesi olarak alıntılanıp başlığı teşkil ediyor) bu yazıyı oluşturacak.

” Hangi etnolog, hangi antropolog, hangi sosyolog ne kadar uğraşırsa uğraşsın Türk varlığına dair maddi bir delil bulamayacaktır. Çünkü yoktur. (başlık olarak alıntılanan cümle) Tarihin akışına ciddi bir müdahaleden, müşahhas bir kültür dönüşümünden söz ediyoruz. Bu vakıanın üstü önce, öncelikle Osmanlı saltanatı eliyle ve dünyanın tamamını etkisi altında tutan sanayi inkılabını müteakiben kâfir hâkimiyetiyle örtüldü.  (…) İşin aslı sıcakla veya soğukla aranızı nasıl tuttuğunuzda saklı.

Avrupa’nın bir üstünlüğün mümessili olduğuna inananlar Türk milleti değildi. Bu inanca sahip çıkanlar Türklere baskı uygulayanlardı. O günler gelip geçmedi. O günler delip geçti. Şimdi artık Türkler olarak vazgeçtiğimiz takdirde aynaya bakamayacak kertede çirkinleşeceğimizin tehlikesi bekliyor bizi: Gün gelir millî varlığı sadece dinî varlığıyla tecessüm etmiş ve bu cesameti lisanında ve edebiyatında oyalamış bir insan topluluğu olduğumuzu hiç hatırlamayabiliriz.  (…) İki Türk kılıç kılıca geldi dediğimizde Yavuz Sultan Selim’le Şah İsmail’i kast etmeyiz. (Etmemeliyiz.) Kast ettiğimiz Timurlenk ile Sultan Yıldırım Bayazıt ’tır.

(…) Ankara savaşı öncesinde Timurlenk müsellah askerlere cihattan vazgeçmenin vebalini gözler önüne seren bir konuşma yaptı. Bunun üzerine ahiretini yakmak istemeyen her silahlı onun yanında yer aldı. Yıldırımın elinde para karşılığı savaşan Sırplardan başkası hemen hemen hiç kalmamıştı. (…)

Hangi millet duçar olmuş olursa olsun ittihat tuhaf bir belâdır. İttihadı feda etmek istemeyen zümre aynı zamanda modernleşmenin de bayraktarıdır. Çağdaşlığın cazgırlarına muhalefet edenler Türk topraklarının parça bölük bırakılması tezini mi savunurlar? Hayır, ittihatçılığa karşı duranlar sadece milletin asli değerleriyle oynanmaması taraftarıdırlar. Hepsi bu kadar. (…)

Muasırlaşmağa bugün artık çağdaşlaşma deniyor. İnsanlar niçin çocuklarına çağdaş ismi veriyor? Çünkü insanlar İslâm’dan kopup tamamen yabancılaştıklarının bir başka teminatını bilmiyor.  (…) ”

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked