“Utanmazlar hiçbir zaman hayırda yarışmayacaktır.”
İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portalı İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında UTANÇ İMANDANDIR başlığıyla çıkan 19 Rebiülevvel 1445 (4 Ekim 2023) tarihli yazısının (www.istiklalmarsidernegi.org.tr / IsmetOzel?İd=195&/Katld=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (bunlardan ilki o yazının son bölümünden bir cümle alıntı olarak bu yazının başlığını teşkil ediyor) oluşturacak bu yazıyı.
“(…) Müslümanlar mahrem yerlerini sakındıkları nispette Müslüman sıfatına liyakat kesp edeceklerdir. Örtünmeyi esas almamanın dinden uzaklaşmayı isabetli sayanların benimsedikleri tavır olduğunu hatırdan çıkarmamak lâzım. (…)”
“Çağımızın bigâne zihinleri fark etmelidir ki, dünya tarihi özü bakımından Kur’an-ı Kerîm’in nâzil olmasıyla değişmiştir. (…) Kur’an sebebiyle dinin sadece İslâm olduğu fark edildi. (…)”
“Müslümanlar için dünyada ya kurtuluş yolunu tercih etmiş olarak yaşayanlar veya sapkınlık içinde her yöne savrulmuş olanlar vardı.”
“Utanma duygusuna bir değer atfettiğimiz zaman insan toplumunun değerini artırmış oluruz. Çünkü utanma hareketlerimize toplu değil, hep birlikte yaşamanın hudut koyması anlamına gelir. (…) Utanmasını bilen kim idiyse işlerin hep böyle gitmemesi gerektiğine akıl erdirmiştir.”
“Biz Yahudiler” diyordu Franz Kafka “zeytin gibiyiz: yağımızı ezildiğimiz zaman veririz.” Bu zaviyeden bakınca biz Müslümanların tarihi hiç kaleme alınmamıştır. Müslümanların ne uğruna neyi feda ettiklerini hiç bilmiyoruz. (…)” “Muhalefetleri Batılı hâkimiyet tarzına idi. Hâkimiyet adı verilen şeyin esasının sınıf hâkimiyeti olduğuna dikkat edelim.” “Berlin’de toplu taşıma başladığında araçların 1. sınıf vagonları yoktu. Çünkü aristokratlar toplu taşıma seviyesine, orada en yukarıda addedilseler bile, inmeği reddediyorlardı.”
“Vakar ve utanma… Bunlar Müslümanların hâkim oldukları toplumlarda birbirinin içindedir. Karakter bakımından Batılılar erişemediği üzüme koruk idi zâten diyen öbekte yer alırlar. (…) “Müslümanlar saltanata itiraz etmedi; çünkü onların her biri hayatlarını birer sultanmış gibi idame ettiriyordu. Eski İstanbul’da bir evde Müslüman mı, gayri-Müslim’in mi oturduğu dışardan bakıldığında anlaşılırdı. Aşı boyalı evler Müslümanlarındı. Gayri-Müslimler ister Rum, ister Ermeni, ister Yahudi olsunlar, gri boyalı evlerde otururdu. (…) Müslümanlar vakur ve utanmayı bilen insanlardı. (…) Biz dünya zindanından kurtulmağı kazanç saydık ve sayıyoruz. Şahadet âleminde ele geçirmeğe değer hiçbir şey yok. Kur’an bize hâkimiyetin gayri-Müslimler tarafından hak edilmediğini öğretti. İslâm hâkimiyetine bu sebeple tâlibiz. Bu sebeple Avrupalılaşma hevesine kapılan Osmanlı idaresine eleştiri okları yöneltiyoruz. (…) Dikkatlerimizi utanma tavrı ve eğiliminde yoğunlaştıralım. (Başlığı alıntı olarak teşkil eden cümlenin yeri o yazıda burası) (…) Biz müstemlekeciliğin utanmazların eseri olduğunu fark etmekten gurur duyalım.”
No Comments