“Velhâsıl Batı ayakta.”
İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portalı İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında “HANİ BİRGÜN BATI ÇÖKECEKTİ?” başlığıyla çıkan 10 Rebiülahir 1445 (25 Ekim 2023) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/ IsmetOzel?İd=198&/Katld=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (bunlardan ilki o yazının ilk paragrafının son kısmından kısa bir cümlenin alıntı olarak bu yazının başlığını teşkil etmesidir) oluşturacak bu yazıyı.
“Papalık müessesesinin 1929 yılında, yani İtalya’da Faşizmin en güçlü göründüğü zamanda, Vatikan Devleti’ne dönüştüğünü biliyor muydunuz? Bilmiyor idiyseniz bu yeni bilginin dünyanın mahiyeti hakkında sizi nereye sürükleyebileceği hususunda düşünün.”
“İkinci Cihan Harbi sıradan insanları makbul kılan ve İspanyol İç Harbi sırasında Franko güçlerine hava bombardımanıyla destek olan Faşist İtalya ve Nazi Almanyasını tarihe gömdü. Pax Americana hepimizi yıllar boyu demokrasi hülyasıyla uyuttu. Velhasıl Batı ayakta. Batı, bütün insanlığı sultası altında tutabilecek gücüyle ayakta.”
“Çinliler kendi ülkelerine “orta ülke” demiştir. Yani esas kendisidir, diğerleri teferruattır. Oysa Batı sadece bir coğrafî birimin geçtiği evreleri isabetli sayar. Batı’nın anlattığı hikâyeye inanacak olursak: Köleci toplum aşılmış, Feodal toplum aşılmış ve nihayet Kapitalizme ulaşılmıştır. (…) Bütün bunların tarihin çöplüğünde kalmış küflü sayfalar olduğunu ileri sürebilirsiniz. Oysa değildir. Modernliğin hayatiyet arzettiği zaman içinde “devrimci dalga” yükselir yükselmez ilk duyduğumuz nida “Batı’nın çöküşü” olacaktır. Batı’nın çöküşünü kapitalizmin çöküşünden koparmamız imkânsızdır.”
“Dünya kültürü bir müstemlekecilik devri geçirmemiş olsaydı Batı’nın sihirli câzibesi de olmayacaktı.”
“İşin tuhaf tarafı Batı’yı hakkıyla temsil eden ülkenin, ünü müstemlekecilikten değil hür teşebbüsten gelen ülkenin, ABD’nin oluşudur. ABD önce mali hâkimiyet dışında bir hâkimiyet tanımadığını dünyaya kabul ettirdi. Adı aydınlanmacı filozoflar arasında anılan Thomas Jefferson ABD yetkililerine Avrupa’dan derhal işe yaramayacak hiçbir şeyin Yeni Dünya’ya nakledilmemesi talimatı verdi. Zemin bu talimatın uygulamaya geçmesi için müsaitti. Yani ABD kapitalizmin damıtılmış hâlini temsil ediyordu. Avrupa’nın kültürel yükünü üzerinden silkmiş bir ABD kimilerine cennet göründü. Bu görünüş kimi Demokrat Parti yöneticilerine “Türkiye’yi küçük Amerika yapacağım” sözünü söyletti.
Yeryüzünde yaşayan insanların teker teker ve hep birlikte anlamaları gereken şey insan hayatına Dünya Sistemi’nin yön verdiğidir. Dünya sistemi merkez-çevre zıtlaşması ve uyumuyla işleyiş gösteriyor. (…) J.M.Keynes’in kapitalizmi ünlü 1929 krizinden nasıl çıkardığını hatırlayın. “İhtiyacınız olmayan şeylere para harcayın” diyordu Keynes, “canınız tehlikeye gireceğine banka hesabınız tehlikeye girsin”. Zenginler bu tuzağa düşmeği mahzurlu bulmadı. İhtiyaç duymadığı şeye para harcamak. Kapitalizme XX. yüzyılda ve sonrasında hayat veren sihirli formül buydu. (…) “Gemisini kurtaran kaptan” görüşü 400 senedir bizi kötüden betere sürükledi. (…) Bizler gündelik hayatımızın tabiî seyrinde aktığı yanılgısına kapılmış olarak yaşıyoruz. Hegemonyayı tesis edenler ömürlerini her sarsıntıda birçok şey kaybedeceklerini bilerek geçiriyor. Tetikte olanlar dünyadaki varlıklarını bozuk düzenin devamına borçlu olanlardır. (…) Hayır demeği bilen insanların tebellür ettiği Türk toplumunda sade veya karmaşık bütün çabaların hak ettiği yeri bulacağına güvenin. Güveni sarsılmamış tek insan siz kalsanız bile bu kendi başına umuttur.”
No Comments