“Yaşadığınız gibi ölürsünüz ve öldüğünüz gibi haşr olursunuz.”

 

FÎHİ MÂ FÎH (Tercüme : Ahmed Avni Konuk Hazırlayan : Dr. Selçuk Eraydın İZ Yayıncılık 8. Baskı 2009

Alıntılar:

“Malûm olduğu üzere ehlullah cevâmiu’l-kelimdir ( Birçok manâyı kendinde toplayandır).

“Namazın rûhu namazdan efdaldir.”

Nazım olarak tercüme: “Gözümde hayâlin, dilimde adın / Gönül gark-ı zikrin, bu mektûb kime?” Gark-ı zikr: zikirde gark olma.

“Eğer perde açılsa benim yakînim fazlalaşmaz.”

“Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dostlar edinmeyin.”

“Allah Teâlâ mü’minlerden nefislerini cihâda ve mallarını sadaka ve infaka sarfedenlere bi’l- mukâbele cennet i’tâsıyla müşterî oldu.”

“Sen kıymetce iki cihânın verâsındasın; ne yapayım kendi kadrini bilmiyorsun.”

“Kendini ucuz satma; zîrâ sen çok ağır bahâlısın.”

“İki rek’at namaz dünyâ ve mâfîhâdan (içindeki şeyden) hayırlıdır.”

“Nereye, hangi semte döner, yönelirseniz Allah’ın yüzü işte oradadır.”

“Siz ey insanlar hiç şüphesiz o hâlden bu hâle bineceksiniz. Öyleyse onlara ne oluyor ki îmân etmiyorlar.”

“Mü’min mü’minin aynasıdır.”

“Kalblerimiz perdelidir, dediler. Bilakis küfürleri sebebiyle Allah onlara la’net etti.”

“Allah onların kalbleri üstüne de, kulakları üstüne de mühür basmış, gözlerinin üzerine bir de perde çekmiştir.”

“Bu kalıp kaldırılıp kıyamet görünür olsa, benim yakînim ziyâde olmaz.”

“Eyvallah, her şey Hak’dandır; ve her şey Hakk’a nisbetle iyidir; velâkin bize nisbeten böyle değildir.”

“Namazsız îmân fayda verir; ve münâfıkların namazı gibi, îmansız namaz menfaat vermez.”

“Şu hâlde Hak nûrundan yanmağa sabr etmeyen ve ictihâd göstermeyen adam, adam değildir. İdrâk olunan her şey Hak değildir. Âdem odur ki, ictihâddan hâlî (boş) kalmayıp, bî-ârâm ve bî-karâr olarak Hakk’ın Celâl nûrunun etrâfını devr eyliye. Ve Hak odur ki, âdemi yakıp yok ede ve hiçbir akıl onu idrâk edemiye.”

Nazım olarak tercüme: “Gözümde hayâlin, dilimde adın / Gönül gark-ı zikrin; bu mektûb kime?” (gark-ı zikr: zikirde gark olma)

“Nebî (a.s.v.) Efendimiz “Gece uzundur, onu uykun ile kısaltma; ve gündüz aydınlıktır, onu günahlarınla karartma” buyurdular.

“Mevkıf-i itab’da Rabb’inin indinde hâzır olacağını bilip, O’ndan korkarak, nefsini hevâ ve şehevâtından nehy eden kimsenin menzil ve karargâhı cennettir.”

“Biz dünyada Allah içiniz ve biz âhirette de O’na dönücüleriz.” (Bakara, 2/156)

“İşte kim zerre ağırlığınca bir hayır yaparsa, onu görür, kim de zerre ağırlığınca şer yaparsa, onu görür.” (99/7-8)

“İman namazdan efdaldir. Zîrâ namaz beş vakitte ve halbuki imân daima farzdır.”

“İnsan büyük şeydir; onda herşey yazılmıştır. Zulumât perdeleri kendindeki o ilimleri, onu okumaya bırakmaz. Zulumât perdeleri, dünyanın bu türlü türlü meşguliyetleri ve tedbirleri ve arzularıdır.”

“Bütün âlem nûra gark olsa, gözde nûr olmadıkça, aslâ o nûru görmez.”

“Hz. İmâm-ı Ali (kerremallâhu vechehû) “Nefsini bilen Rabbini bilir” kelâmını o nefis için söyledi; ruh için söylemedi.”

“Hak Teâlâ buyurur ki; “Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dostlar edinmeyin.”

” Hak ve bâtılda çok yemin eden bî-mikdâr (değersiz) kimselere itaat etme.” (Kalem, 68/10)

“Takdîr-i İlâhî’yi bilmez, kul eder tedbîr / Meşhûr meseldir bu, tedbîri bozar takdîr”

“Allah kişi ile kalbi arasına girer” (Enfâl, 8/24)

“Baş odur ki onda bir sır ola. Yoksa bin baş bir pula değmez.”

“Allah ganîdir; siz ise fakirsiniz,muhtaçsınız.” (Muhammed, 47/38)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked