“Yokuş aşağı giden bir dünyada frenleriniz tutmuyor, bunun gibi bir şey!”
Gökhan Özcan ülkemizde sayı olarak üçü-beşi geçmeyen, yazılarını yararlanarak ve zevkle okuduğum nâdir gazete yazarlarından biri. Senelerdir izliyorum, hemen her yazısını okurum, istikrârında olumsuz hiçbir eğilime tanık olmadım. ‘Ahkâm kesme’ tâbiri kendisi için kimse tarafından kullanılamayacak bir yazardır.
O’nun bugünkü Yeni Şafak’ta çıkan “Statü, racon vesaire …” başlıklı yazısının birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (ilki başlığı teşkil etti) oluşturacak bu yazıyı.
“(…) Kendisini eşitler arasından bir adım öne ya da yukarıya çıkaracak türden bir statü kazanmak için çok uğraşıyor insanlar. (…) Kısa yoldan gidenlerin, uzun yoldan gidenlere göre, sonradan sahip oldukları bu yeni konumu hazmetmekte zorlandıkları bir gerçek… (…) Hak ederek ya da imtiyazlı biçimde sahip olduğu statüyü başkalarına karşı nobranca, hoyratça, ölçüsüzce kullanmaya çalışanların sayısı hiç az değil. Gücün, paranın, makamın, şöhretin, bir şekilde sahip olduğu ilişkilerin, kendisine başka insanlara karşı ölçüsüzce hükmetme hakkını verdiğine inanıyor böyleleri. (…) Örnekler çoğaltılabilir; toplumsal hayatımızın her yanına sirayet etti bu kabalıklar, bu aşağılamalar, bu üstten bakan tavırlar, bu statü dayatma raconları… (…)
Bizim geleneksel değerler dünyamızda yakın zamanlara kadar çok ayıplanan, hıç kimsenin kolay kolay âşikâr edemeyeceği davranışlardı bunlar. (…)
İnsanların dünya hayatında birçok farklı biçımde imtihan edildiklerine inaniyoruz. (…)
(Başlığı oluşturan ve yazının son cümlesi olan alıntıdan hemen önceki cümle: ) Şu üç günlük dünyada sahip olduğumuz statü, güç, para, imtiyaz, şöhret ve nüfuzla başkalarını incitmeye kalkışmaktan daha acıklı, daha ezikçe, daha kendini bilmez bir insanlık hali var mıdır? ”
No Comments